Alışkanlıklarımızın Perde Arkası

Yaşamımızın birçok alanını şekillendiren alışkanlıklarımız, bizi belirli bir düzende tutar ve günlük rutinimizi oluşturur. Ancak, pek çoğumuzun deneyimlediği gibi, bazen olumsuz veya değiştirilmesi gereken alışkanlıklarla başa çıkmak oldukça zorlayıcı olabilir. Bu yazımda, alışkanlıklarımızdan neden vazgeçmekte zorlandığımızı ve bu süreçte psikolojik etkenlerin nasıl rol oynadığına değineceğim.

Alışkanlıkların biyolojik temelleri:

Alışkanlıklar, beynimizin belirli bir ödül sistemini kullanarak güçlendirildiği öğrenilmiş davranışlardır. Bu ödül sistemi, alışkanlıkların oluşmasında önemli bir rol oynar. Özellikle dopamin adlı nörotransmitter, hoş bir deneyim yaşandığında salgılanarak alışkanlığın pekiştirilmesine katkı sağlar. Bu biyolojik süreç, alışkanlıkların pekişmesini sağlar ve vazgeçilmesini zorlaştırır.

Alışkanlıkların psikolojik boyutu:

Alışkanlıkların psikolojik boyutu, davranışlarımızın altında yatan duygusal ve bilişsel süreçleri içerir. Örneğin, stresle başa çıkmak için sigara içmek veya duygusal açlığı yemekle dindirmek gibi alışkanlıklar, duygusal düzeyde bir işlev görerek güçlenir. Bu durumda, alışkanlıkları değiştirmek sadece biyolojik değil, aynı zamanda duygusal ve bilişsel düzeyde de mücadele gerektirir.

Alışkanlıkların toplumsal etkisi:

Toplum, çevremizdeki insanların alışkanlıkları ve davranışları üzerinde etkili bir faktördür. Toplumsal normlar, bizi belirli alışkanlıkları benimsemeye veya sürdürmeye itebilir. Ayrıca, çevresel etkenler de alışkanlıklarımızı şekillendirebilmektedir. Bu nedenle, alışkanlıklarımızı değiştirmek sadece kişisel iradeyle değil, aynı zamanda çevresel faktörleri de göz önünde bulundurarak ele alınmalıdır.

İçsel motivasyonun rolü:

Alışkanlıkların değişimi, içsel motivasyonun varlığına dayanır. İçsel motivasyon, bireyin kendi değerleri, hedefleri ve arzuları doğrultusunda hareket etmesini sağlar. Alışkanlıkları değiştirirken, bu içsel motivasyonun güçlendirilmesi önemlidir. Kendi yaşam kalitemizi iyileştirmek ve daha iyi bir versiyonumuza ulaşmak için içsel bir itici güç geliştirmek, alışkanlıkları değiştirme sürecini daha etkili kılabilir.

Alışkanlıkların altında yatan duygusal ihtiyaçları anlama:

Birçok alışkanlık, duygusal ihtiyaçları karşılamak amacıyla gelişir. Örneğin, stresle başa çıkmak için alkol tüketimi veya aşırı yemeğe yönelmek gibi alışkanlıklar, duygusal düzeyde bir boşluğu doldurma amacını taşıyabilmektedir. Alışkanlıkları değiştirmek istiyorsak, bu duygusal ihtiyaçları anlamak ve daha sağlıklı yollara odaklanmak gerekir.

Geri dönüşlerle öğrenme:

Alışkanlıkları değiştirmek, deneme-yanılma sürecini içerir. Belirli bir strateji veya davranışın işe yaramadığını görmek, başka bir yaklaşımı deneme şansı verir. Geri dönüşlere açık olmak ve öğrenme sürecini değerlendirmek, değişim sürecini hızlandırabilmektedir.

Psikoterapi ve profesyonel yardım:

Zorlu alışkanlıklarla başa çıkarken, psikoterapi veya danışmanlık hizmetlerinden faydalanmak etkili olmaktadır. Bir uzman rehberliğinde alışkanlıkların kökenini anlamak ve değiştirmek, bireye daha fazla iç görü kazandırır.

Şimdi gelelim köklerimize…

Alışkanlıklarımızın oluşumunda ailemizin ve yetişme şeklimizin büyük bir etkisi vardır. Çocukluk dönemi, bireyin kişilik gelişimi, değerler, davranış kalıpları ve duygusal tepkilerinin temelini oluşturur. Aile, bu süreçteki en önemli etkenlerden biridir. 

Çocuklar, aile üyelerini ve çevresindeki diğer yetişkinleri gözlemleyerek davranışları öğrenirler. Ebeveynlerin alışkanlıkları, çocuğun bu alışkanlıkları benimsemesinde etkili olabilir. Örneğin, eğer aile içinde sağlıklı beslenme alışkanlıkları teşvik ediliyorsa, çocuğun bu konuda benzer bir davranış geliştirmesi olasıdır.

Aile, bireyin temel değerlerini ve inançlarını şekillendirir. Ebeveynlerin öncelik verdiği değerler, çocuğun yaşam tarzını ve alışkanlıklarını etkiler. Örneğin, ailede eğitime verilen değer, çocuğun okul alışkanlıklarını etkileyebilmektedir.

Sağlıklı bir duygusal bağlanma, çocuğun duygusal sağlığını etkiler ve bu da alışkanlıklarını şekillendirir. Ebeveynlerin duygusal olarak destekleyici olmaları, çocuğun stresle başa çıkma yeteneklerini ve duygusal refahını etkiler.

Ebeveynlerin disiplin yaklaşımı, çocuğun kurallara uyma ve sorumluluk alma alışkanlıklarını etkiler. Tutarsız veya aşırı sert disiplin, çocukta istenmeyen davranış kalıplarına neden olabilir.

Aile içindeki iletişim tarzı, çocuğun iletişim becerilerini ve çatışma çözme yeteneklerini etkiler. Sağlıklı iletişim becerileri kazanan bir çocuk, duygusal ihtiyaçlarını daha sağlıklı bir şekilde ifade edebilir.

Aile içindeki stres düzeyi, çocuğun stresle başa çıkma stratejilerini etkiler. Ebeveynlerin stresle başa çıkma tarzı, çocuğun benzer bir şekilde stresle başa çıkma eğilimini etkileyebilir.

Bu faktörler, alışkanlıkların oluşumunda ailemizin ve yetişme şeklimizin önemini vurgular. Ancak, bireyler aileleriyle ilişkilerini ve bu etkileri anladıklarında, olumlu yönde değişiklikler yapabilirler. Bilinçli bir şekilde alışkanlıkları değerlendirme ve değiştirme sürecinde, bireylerin içsel farkındalığı ve isteği önemli bir rol oynar.

Aile içindeki roller ve beklentiler, bireyin toplum içindeki davranışlarını şekillendirir. Örneğin, cinsiyet rolleri veya ailedeki belirli sorumluluklar, bireyin alışkanlıklarını etkilemektedir.

Ailede gelişen özsaygı ve özgüven, çocuğun kendi yeteneklerine güvenmesini ve sağlıklı risk almasını etkiler. Bu da bireyin yeni alışkanlıklar edinmeye daha istekli olmasına katkı sağlayabilir.

Aile içinde öğrenilen iletişim becerileri, bireyin dış dünya ile etkileşimini etkiler. Ebeveynlerin etkili iletişim modellemesi, çocuğun sosyal ilişkilerini ve iletişim becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir.

Aile, çocuğa bağımsızlık kazandırma ve sorumluluk alma konusunda önemli bir rol oynar. Bağımsızlık ve sorumluluk alışkanlıkları, bireyin kendi hayatını yönlendirme yeteneğini etkiler.

Aile, bireyin bilgi düzeyini ve öğrenme yeteneklerini etkiler. Eğitim değeri taşıyan bir aile ortamı, bireyin yeni alışkanlıklar edinme ve gelişen bilgiye adapte olma yeteneğini artırmaktadır.

Aile içinde benimsenen tutum ve değerler, bireyin yaşamına rehberlik eder. Sağlıklı değerler ve tutumlar, olumlu alışkanlıkların oluşumunu teşvik eder.

Alışkanlıklarımız, yaşamımızı derinlemesine etkileyen karmaşık olgulardır. Ancak, içsel güç, bilinçli çaba ve doğru stratejilerle, olumlu değişim mümkündür. Unutulmamalıdır ki, her birey farklıdır ve alışkanlıkları değiştirmek kişisel bir yolculuktur. Bu süreçte sabır, içsel farkındalık ve destek sistemlerinden faydalanmak, daha sağlıklı bir yaşam tarzına adım atmak için önemlidir.

Sevgilerimle…

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

ICC Kararını Verdi: Netanyahu ve Gallant Hakkında Tutuklama Emri!
Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!