Koç, mektubunda şu ifadelere yer verdi;
Kutsal mekanımız olan camilere bu nefret söylemini taşımak, hem de tamamen yalan yanlış bilgilerle ve iftiralarla bunu yapmak, hem çok üzücü hem de ürkütücü.
İnsanlığın barışını savunması gereken bu zor günlerde umut aşılaması ve birleştirmesi beklenen bir din görevlisi nasıl bu kadar sorumsuzca davranabilir? İnanın bir cevap bulamıyorum.
Dünyanın çok uzun zamandır karşı karşıya olduğu bir diğer salgın da “nefret söylemi” ve ne yazık ki bu salgınla mücadele edebileceğimiz bir aşı da yok.
Ancak hep birlikte bu kişilere asla geçit vermeyerek nefret söyleminin olağanlaşmasına müsaade etmeyerek ve tolerans göstermeyerek anlamlı bir yol alabiliriz. Bu her şeyden önce çocuklarımıza karşı sorumluluğumuzdur diye düşünüyorum.
Kul hakkına girmeden, yalan söylemeden, iftiradan sakınarak yaşama sorumluluğuna sahip bir ailenin temsilcisi olarak derinden hissettiğim gönül kırgınlığımı sizinle paylaşmak istedim.
Sen bu ülkeye fazla edepli fazla kibarsın Ali Koç…
Tek amaçları mitler ekseninde yaşamayan insanlara kin ve nefret kusmak olan bu şeyler hoşgörü bekliyor bizden!
İlk kez olmuyor ki o imamları devlet memuru yapıp maaşa bağlayan ve diyaneti kuran Atatürk tür. Bunlar bu kadar nankör