Dünya futbol tarihi pek çok ilginç transfer hikâyesine sahne olmuştur ama Ali Dia'nın hikâyesi gibisi yoktur. Mahalle maçında bile eksik takıma alınmayacak kadar yeteneksiz olan bu adam, nasıl oldu da Premier Lig'de forma giydi? Gelin, Ali Dia'nın yalanlarla dolu futbol hikâyesine birlikte yakından bakalım.
Ali Dia: Bir Yalanın Futbol Sahasına Taşınması
0
Futbolcudan çok atlet: Ali Dia’nın amatör kariyeri
Ali Dia, amatör seviyede Fransa ve Almanya'nın alt liglerinde forma giymeye başladı. Yeteneğinden ziyade hızı ve atletik yapısıyla dikkat çeken Dia, 1996'da İngiltere’nin yedinci kademe ligi olan Northern Premier League Premier Division'da mücadele etti. Bu seviyede bile zorlanıyordu, ancak hayallerine ulaşmak için daha yüksek liglerde forma giymeyi kafasına koymuştu.
Graeme Souness’e gelen gizemli telefon
1996 yılında, bir dönem Galatasaray'da çalışan ve şanlı şampiyonluk kutlamasında şaha diktiği bayrağıyla hatırlanan Graeme Souness, o sıralar Southampton’ı çalıştırıyordu. Bir gün Souness’in ofisine esrarengiz bir telefon geldi. Telefondaki kişi kendisini dünya yılın futbolcusu George Weah olarak tanıtıyor ve kuzeni Ali Dia’yı övüyordu. Dia’nın Paris Saint-Germain’de oynadığını ve Senegal milli takımı formasıyla 13 kez sahaya çıktığını iddia etti. Dia’nın transferi durumunda çok uygun maliyetlerle forma giyeceğini de ekledi.
Souness, telefondaki sözde Weah’ın teklifine tereddütsüz inanarak Dia ile 1 aylık sözleşme imzaladı. O dönemde internet yaygın olmadığından, bu görüşmenin doğruluğunu sorgulamak aklına gelmedi.
Beklenen maç: Ali Dia sahada
Ali Dia ile sözleşme imzalandıktan sonra, Arsenal maçında forma giymesi planlanıyordu. Ancak yoğun yağış nedeniyle maç ertelendi. Bu nedenle Dia, takımın antrenmanlarında gözlemlenmekle yetindi. 23 Kasım 1996'da Leeds United karşısında yedekler arasında kadroya dahil edildi.
Maçın 32. dakikasında, Southampton’ın efsanevi oyuncusu Matthew Le Tissier sakatlanınca yerine Ali Dia sahaya çıktı. Ancak sahadaki performansı tam bir fiyaskoydu. O kadar kötü oynadı ki, teknik direktör Souness, Dia’yı yalnızca 21 dakika sonra, maçın 53. dakikasında oyundan aldı.
Le Tissier, maç sonrasında Dia’yı şu sözlerle tanımladı: “Sahada onu izlemek, buz üzerinde koşmaya çalışan birini izlemek gibiydi.”
Yalanın ortaya çıkışı
Dia’nın vasat performansı, kulüp yetkililerini bu transferin arka planını araştırmaya sevk etti. Kısa süre içinde, Souness’e gelen telefonun gerçekte George Weah’dan değil, Ali Dia’nın okuldan bir arkadaşından geldiği ortaya çıktı. Dia profesyonel futbolcu değil, sadece iyi bir atletti.
Dia, bu durumu reddederek olayla bir bağlantısı olmadığını söyledi. Ancak kısa süreli sözleşmesi feshedildi. Dia, bir muhabirin 'George Weah Souness’i aramadı mı?' sorusuna şu şekilde cevap verdi: 'Gerçekten bilmiyorum. Ben iyi bir oyuncuyum, bunu kanıtlayabilirim.'
Dia, 1997'de alt lig kulüplerinden Gateshead formásı giyerek iki gol attıktan sonra futbol kariyerini sonlandırdı.
Ali Dia, bu yalan transferle amacına ulaşmıştı. Northumbria Üniversitesi’nde eğitim alabilmesi için gerekli çalışma iznini elde etti ve üniversite masraflarını Premier Lig’de yaptığı kısa vadeli sözleşmeden karşıladı.
Ancak bu kısa kariyer, hem futbol tarihine ilginç bir anı bıraktı hem de ona maddi anlamda bir rahatlama sağladı.
The Sun gazetesi, 'En Kötü 10 Futbolcu' listesinde Ali Dia’ya yer vererek hikâyeyi taçlandırdı.
Peki, ya Leeds United maçında gol atsaydı? Kariyeri farklı bir yola evrilir miydi? Belki de bu sorunun cevabı asla bilinmeyecek, ancak Ali Dia, futbol tarihinin en ilginç dolandırıcılarından biri olarak hatırlanacak.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
