Aleyna Çakır dosyasını inceleyen Müge Anlı, bugün programında Ümit Can Uygun'un dayısının röportajına yer verdi.
Aleyna Çakır dosyasını inceleyen Müge Anlı, bugün programında Ümit Can Uygun'un dayısının röportajına yer verdi.
Köse, 'Bacımı kendini vurmuş bir şekilde gördüm, üzerine kapandım. Kafasının arkasından değil, kulağının üzerinden gelen kurşunla intihar etmiş. Yüksek sesle bağırdım, dağları inlettim. O bir kamyoncu bağlandı da, orada bir erkek sesi vardı diyordu ya, o beyaz araba da bizdik, erkek sesi de benim sesimdi' dedi.
'Polisten önce biz bulduk, kocası, ben, benim kardeşim ve dayım. Dört kişiydik. Ben o gün bir buçuk gibi, bir yakınımı aradım. Yakınım bana, 'Abi panik yapma da Gülay ablam kayıp onu arıyoruz. Abimi aramış, hakkını helal et demiş ve gitmiş' dedi. Biz daha sonra, oradaki kız kardeşim ve annemle birlikte beş buçuk sularında Bağlum'a geldik. Son durakta eniştemle görüştük. Eniştemi aramış, 'Canım seni çok seviyorum, hakkını helal et, son durakta piknik alanındayım' demiş.'
'Eniştem sabah dokuz gibi dayısını arayıp, Ulus'tan buraya kendisinin geldiğini söyledi. O saatten bu yana ablamı arıyorlarmış. Enişteme pikniğe nereye gittiklerini sordum. Şu an olayın olduğu yeri söyledi. Biz gittik baktık orada yoktu. Bir kere daha bakalım dedik. Sonra olayın olduğu yere gittik. Arabada durağın yanındaydı, biz çok dik bir yerden çıktık. Herkes farklı bir yere giderek aramaya başladı. Bir süre sonra dayım telefonla beni arayarak bulduklarını söyledi. Daha sonra diğer kardeşim beni gördü onu da alarak, olayın olduğu yere doğru koştum. Bacımı kendini vurmuş bir şekilde gördüm, üzerine kapandım. Kafasının arkasından değil, kulağının üzerinden gelen kurşunla intihar etmiş. Yüksek sesle bağırdım, dağları inlettim.'
'Yüksek sesle bağırdım, dağları inlettim. O bir kamyoncu bağlandı da, orada bir erkek sesi vardı diyordu ya, o beyaz araba da bizdik, erkek sesi de benim sesimdi. Saat altı gibi Gülay'ı bulduk. Ayakkabısı çıkık falan diyorlar ya, ayakkabısını Birol çıkardı, annesinin ayağını öptü. Ben gömleğini çıkardım. Yüzüne sinekler geliyordu, yüzüne örttüm. Biz dokuz gibi ticari taksiye binip olay yerine gittik. Edindiğimiz bilgiye göre, saat on ya da on buçuk civarında intihar ettiği yani, yedi sekiz saat cansız bir şekilde yattığı ortada. Yani kamyoncunun verdiği ifadede söylediği zaman, bacım çoktan ölmüştü.'
'Bacımın silahı nereden bulduğu hakkında bir bilgim yok. Ümitcan'ın kuru sıkı silahı var. Ben de kızardım, oğlum bunları gerçek zannederler falan diye. Silahı nerden aldığı konusunda hiçbir fikrim yok. Bacımla telefonla konuşurduk bana, 'Ben herkesle konuşuyorum ama senle konuşamıyorum, doluyorum, zaten ben doluyum. Seninle konuşurken içimden ağlamak geliyor, sana her şeyimi anlatamıyorum. Abi doldum ben, artık dayanamıyorum' dedi. Bacım altın kalpli birisiydi, iyilik meleğiydi.'
'Ümit Can'ın daha iyi bir çocuk olması için çok uğraştı bacım. Aleyna olayında en son, olayın içine kendi adı girince... Aslında bacım hayatı, yaşamayı çok seven birisiydi. Kesinlikle ölmeyi düşünmüyordu. Bizde hiç öyle bir ihtimal vermiyorduk. Kendini intihar edeceğini hiç düşünmemiştik. 'Abicim balkondan atmayı denedim, cesaret edemedim' dedi sonra dolu dolu ağladı.'
'Ümit Can biraz hırçın büyüdü. Ama Ümit Can da cani değildir, altın kalplidir aynı annesi gibi. Yeğenim biraz atarlıdır, yalan konuşmasını sever. Hava atmak için etrafına ayda 80 bin lira kazanıyorum diye konuşmuştur. Ümit Can'ın arkadaş çevresi çok zengin bir kitleye sahip. Öyle de söylüyordu. Onlardan etkilenerek söylemiştir ayda 80 bin lira kazandığını. 'Dayıcım arkadaşlarım var, şunla gidiyorum, bunla gidiyorum' diye sürekli söylüyordu. Nasıl olduğunu bilmiyorum.'
'Bacımın evine haftada bir ya da iki gün iş dolayısıyla uğrardım. Bacım kazanlarla yaprak sarardı. Defalarca gördüm. Bu kadar sarmayı ne yaptığını sorduğumda yavrularına götüreceğini söylerdi. Kızım devlet senden zengin, devlette yok mu bunlar diye tepki verdiğimde, 'Abi devlette tabii var ama ben kendi ellerimle sarıyorum' derdi.'
'Ben çocukların gözlerindeki sevgiyi ve aşkı gördüm, Aleyna'ya dedim ki, kızım babanın evine git de seni gelip isteyelim. Aleyna da bana 'Siz beni Allah'ımdan ve benden isteyin, aileme ben gitmem, ben onları sildim' dedi.'
Kaynak: Haberler
Ezber konuşmalar!Bazı insanların yüzüne bakınca nasıl kötü oldukları anlaşılıyor.Bir aile fotoğrafı paylaşılmıştı;bir tane düzgün karakterli görünen yoktu. yok elleriyle sarma sarardı,yavrularım onlar benim derdi.... şerefsiz .yavrularım dediği annesiz babasız büyüyen masumları kim bilir kimlerin önüne meze ettiniz. Hepinizde bir pezevenklik var.Silahları yoktu diyor ümit canın boy boy silahlı fotoğrafları var! Yok ayağının altını öpmüşmüşte ayakkabı çıkmışta. Şunlara el atmayan o meşhur yetkililere de yazıklar olsun.Kan beynime çıkıyor sinirden.
Ümit Can altın kalpli bir çocukmuş....darp var,fuhuş var,sihah var,uyuşturucu var...hı hıı altın kalpli...
Konuşmalar ezbere yapılmış. Kim bilir dayıya ne kadar para karşılığında bu şekilde konuşması istenmiş. Öyle kız kardeşine çok da üzülmüş gibi de durmuyor dayı. Olaydan 2 hafta geçmiş daha yeni çıkmış konuşuyor. Bunlar sülalece yalan konuşuyor.