Sıkça Tükettiğimiz Ürünlerin Üzerinde Bulunan 10 İbare ve Anlamları

Her gün gittiğiniz marketlerde alacağınız ürünün üzerinde farklı farklı ibareler ile karşılaşırsınız. Peki bunların anlamlarını ne kadar biliyorsunuz?

1. Florürlü

Dişlerini fırçalayan küçük çocukların genelde macunu yuttuğunu söyleyen uzmanlar, 'Yüksek dozda flor, kansere ve zeka geriliğine neden olabilir. 5-6 yaş öncesi çocuklara macun kullandırtmayın' dedi.

Kimya Mühendisi Mennan Aysan Kuzanlı 'Sodyum florürün diş macununda bulunma sebebi diş minesinin daha iyi gelişmesini sağlamak. Ancak flor aynı zamanda, klor, brom ve iyot gibi son derece zehirli bir kimyasaldır. Miktarı ne kadar fazla olursa zarar verme  etkisi o derece artar. Özellikle küçük çocuklar için sakıncalı.'

Florür düşük dozlarda bazı ülkelerde şebeke suyuna katılırken, Çin, Avusturya, Belçika, Finlandiya, Danimarka, Norveç, İsveç, Hollanda, Macaristan ve Japonya gibi bazı ülkelerde suya florür katılması yasak

Hazır meyve suyu ve gazlı içeceklerden tutun, bebek mamalarına kadar pek çok üründe florür bulunuyor.

2. Soğuk içiniz!

Bildiğiniz üzere birçok gazlı içeceğin üstünde 'Soğuk içiniz' ifadesi yar alır. Nedeni soğuk olarak tüketmenin daha güzel olması değil, gazların çözünürlüğü ile ilgilidir. 

Genellikle bütün gazlı içeceklerde karbondioksit gazı vardır. Gazların çözünürlüğünü etkileyen etmenler sıcaklık ve basınçtır. Sıcaklık çözünürlük ile ters orantılıdır. Sıcaklık azaldıkça daha iyi çözünür. Basınç ile doğru orantılıdır. Yani basınç arttıkça çözünürlük artar. O yüzden içeceği soğuk olarak içmek karbondioksit gazının şişe açıldığında uçmamasını sağlayacaktır.

3. Trans Yağ Yoktur!

Sağlığını düşünen herkesin ‘trans yağ yoktur' yazmayan hiçbir ürünü satın almaması gerekiyor. Çünkü, yapılan bilimsel araştırmalar trans yağın koroner kalp, diyabet, obezite, kanser, kısırlık, karaciğer fonksiyon bozukluğu, hücre fonksiyon bozukluğu, Alzheimer ve Parkinsonu tetiklediğini gösteriyor. Ayrıca, iyi kolesterolü (HDL) düşürüyor, kötü kolesterolü (LDL) yükseltiyor, karın bölgesinde yağlanma yapıyor. Üstelik annenin beslenme tarzına göre süte, oradan da çocuğa geçecek kadar etkili. Peki, bu kadar rahatsızlığa vesile olan trans yağ nedir? Genelde kimler, ne için kullanır?

Sıvı bitkisel yağları katı yağa dönüştürmek için içine endüstriyel işlemle hidrojen ekleniyor. Yağın doğal yapısı bozuluyor. Böylece ‘trans yağ' elde ediliyor. Bunun yapılmasının sebebi; maliyeti azaltmak, kızartmalarda yağın kullanımını artırmak, üretilmiş gıdanın ömrünü uzatmak ve lezzeti artırmak.

4. Laksatif etkiye yol açabilir!

'Aşırı tüketimi laksatif etkiye yol açabilir.' cümlesini sakız paketlerinin ambalajların hemen hemen hepsinin üzerinde görebilirsiniz. Nedir bu laksatif etki diyecek olursak. Aşırı sakız tüketiminde, bağırsakların fazla çalışmasından dolayı ortaya çıkabilecek 'ishal' durumudur.

5. Glüten içerir.

Glüten, özellikle buğday gibi tahıllarda bulunan bir protein grubudur. Bitki aleminden elde edildiği için insan sağlığı için çok yararlıdır. Jelatin'in en önemli alternatifidir. Tat, koku ve lezzetinden daha iyi ve ekonomiktir. Birçok insan için mide-bağırsak kanalı yoluyla kolaylıkla sindirilebilen normal bir proteindir. Ancak çölyak hastaları için tehlike arz eder.  Bu hastalığa sahip kişiler glüteni sindiremez. 

Çölyak hastalığı, bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villus denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir sindirim sistemi hastalığıdır.

6. Lif kaynağıdır!

Lifli Gıda, bitkilerin vücudumuz tarafından sindirilemeyen kısmıdır. Eriyebilen ve eriyemeyen olarak sınıflanır. Düzenli olarak, doymuş yağlardan ve kolesterolden fakir diyetle birlikte tüketildiğinde eriyebilen lifler kolesterolü düşürür, böylece kalp hastalığı riskini de azaltır. Lifli gıda, aynı zamanda diyabet, kolon ve rektum kanseri risklerini de azaltır. Meyveler, sebzeler, hububat ve baklagiller lifli gıdalardır. 

Çok az insan günlük ihtiyacını karşılayacak lifli gıda tüketmektedir. Sağlıklı bir kadının günde alması gereken lif miktarı 25 gram iken, erkeklerde bu miktar en az 35 gram olmalıdır.

7. Zamanla kristalleşebilir!

Eskişehir Arıcılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Gürbüz Turhan

Balı arı yapar. Arının yaptığı gerçek bal kristalize olur. Halk deyimiyle şekerlenir. Bal çiçek balı ve salgı balı olmak üzere ikiye ayrılır. Çiçek balının içinde polen olduğundan dolayı kristallenir. Polenlerin özelliğine göre bal bir gün ile bir yıl arasından mutlaka kristalize olur. Salgı balları kristalize olmaz. Balın yüzde 80'i şeker, yüzde 20'si de sudur. Şekerin de yüzde 3'ü de mutfaklarda kullandığımız, bilinen çay şekeri, diğer kısmı meyve ve üzüm şekeridir. Bir balda meyve şekeri fazlaysa o bal çok uzun süre sonra kristalize olur.

8. Glikoz şurubu içermez!

Glikoz şurubu, bir diğer adıyla Mısır Şurubu, mısır nişastasından üretilen bir şeker türüdür. Normal bir şekerden çok daha tatlı olduğu ve daha ucuza mal edildiği için ekonomiktir. Bu ürünün kullanılıp kullanılmadığını anlamak insan için imkansızdır. Tadı anlaşamayacak kadar şekere benzer ve ancak aldığınız gıdanın içindekiler kısmında yazıyorsa içinde olduğunu bilirsiniz.

Glikoz şurubunu vücuda alındığı taktirde ön etki olarak vücudunuzun şeker dengesini alt üst eder, hormonal sistemlerinizi bozar ve uzun vadede kansere sebep olur. Glikoz şurubunun kanserli hücreleri beslediği ortaya çıkartılmıştır. Astım ve multi sikleroz gibi hastalıklara neden olabileceği bunun yanında karaciğeri büyütücü etkisi olduğu saptanmıştır. Bu durum daha çok yağ depolamanıza ve akabinde kilo almanıza neden olmaktadır.

9. Isıl işlem görmüş sucuk.

Türk Gıda Kodeksinde üretim basamaklarındaki farklılıktan ötürü sucuk ürünü “Sucuk” ve “Isıl İşlem Görmüş Sucuk Benzeri Ürün” olmak üzere iki şekilde tanımlanmaktadır.

“Sucuk“ olarak tanımlanan ürünlerin olgunlaşmasını sağlamak amacıyla, ürünler nemi ve sıcaklığı belirlenmiş kontrollü odalarda bekletilir ve ortalama 10 gün gibi bir süre içerisinde olgunlaştırılarak satışa hazır hale gelmesi sağlanır.

'Isıl İşlem Görmüş Sucuk Benzeri Ürün' olarak tanımlanan ürünlerde ise ürünün olgunlaşmasını sağlamak amacıyla özel fırınlarda, düşük sıcaklıktan periyodik olarak yükselen bir sıcaklık ile kısa bir süreçte ürünün olgunlaşması ve satışa hazır hale gelmesi sağlanır.

Her iki şekilde üretilen sucuklar arasında lezzet ve görünüm açısından belirgin bir fark olmaması nedeniyle son yıllarda ısısal işlem görmüş sucuklar üretici firmalar tarafından tercih edilmektedir.

10. UHT

İngilizce Ultra-High Temperature cümlesinin kısaltması olan genellikle uzun ömürlü sütlerde kullanılan bir işleme teknolojisidir.

UHT sterilize süt, buhar püskürtülerek yaklaşık bir saniye süreyle 140-150 derecede işlenir. Daha sonra, sterilizasyon için kullanılan buhara eşit miktarda buhar çıkacak biçimde vakum altında hemen soğutulur. Bu şekliyle soğutulan süt, gerekli ambalajlama koşullarına uyulduğunda uzun ömürlü hale gelir. Bunun nedeni, içindeki bütün zararlı mikroorganizmalardan arınmış olmasıdır.

Popüler İçerikler

Görüşme Esnasında Erkeğe Maddi Sorular Sorulmasını Destekleyen Kadın Tepkilerin Odağında
Gazeteci Fulya Öztürk'ün Azerbaycan Milletvekiline Ağladığı Anların Beden Dili Analizi Çok Konuşuldu
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?