Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta, Sayın Erdoğan’ın, 1 Nisan şakası tadında, bir açıklamasına şahit olduk. Çiftçilerle olan buluşmasında, diyetisyen Sayın Erdoğan’ı dinlemiştik. Manda yoğurdu, medine hurması ve kestane balının şifalarını öğrenmiştik. Gençlerle olan buluşmasında ise, kendisi karşımıza, yaşam koçu kimliğiyle çıktı. Gençlere, hayata dair, hikmet dolu, derin mi derin, tavsiyelerde bulundu.
Ne dedi? 'Kağıda basılı kitapları, masanızdan, çantanızdan asla eksik etmeyin' dedi.
Yalnız dikkat edin, 'kağıda basılı' kitaplar… Yani hikmet kağıtta. Kendi icat etti ya… Başka? 'Spora mutlaka her gün, düzenli olarak vakit ayırın' dedi. Başka? 'Demli bir çay, ya da aromalı bir kahve eşliğinde yapılan, karşılıklı sohbetin getirdiği sosyalleşmeyi, asla ihmal etmeyin' dedi.
Bu açıklamayla birlikte, an itibariyle hepimiz, çaya ve kahveye gelecek zammı bekliyoruz. Bitti mi? Bitmedi. Bir de; 'Yakın çevrenizden başlayarak, tüm şehirleriyle ülkemizi, imkânınız olursa, dünyayı gezin' dedi. Evet yanlış duymadınız. Önce Türkiye’yi, sonra da dünyayı gezecekmişsiniz.
Üstelik bunu; Gençlerimiz, toplu ulaşım fiyatlarından dolayı, yaşadıkları şehirde bile, gezemezken söyledi. Bunu; İstanbul’da okuyan bir genç, 450 liralık bilet parasını, karşılayamadığı için, Sivas’taki ailesini, görmeye gidemezken söyledi. Bunu; yurtdışı harç bedeli, 150 lirayken, 10 yıllık pasaport, bin 478 lira, dolar, 14,69 lira, Euro da 16,21 lirayken söyledi. Bir insan, ülkesinin gerçeklerinden, bu kadar uzak olabilir mi? Gerçekten ibretlik.
Sayın Erdoğan; senin bu söylediklerini; ancak ve ancak, etrafındaki ihaleci gençler yapabilir. Mesela; eşinin, dostunun, yandaşının çocukları yapabilir. Mesela; doymak bilmeyen rantçılarının çocukları yapabilir. Mesela; bol maaşlı danışmanlarının, müdürlerinin çocukları yapabilir.
Ama bu memleketin çocukları, gençlerimiz, maalesef yapamıyor. üstelik, senin yüzünden yapamıyor. Bu dediklerini hayata geçirmeyi, zaten geçtim, hayal bile edemiyor.
Masraflı tavsiyelerini, lüks zevklerini kendine sakla. Gençlerimizin hayatını da, hayallerini de, enerjisini de çaldınız! Eğer ülkemizdeki gençlere, illa bir tavsiye vermek istiyorsan; 'Benim gibi olmayın' demen yeter. Başka söze gerek yok. Sen yeter ki gölge etme, başka ihsan istemez!
meral ablamız yine tokatlamış :)