Medusa'nın yıllarca canavar olarak anlatıldığı ve aslında olayların hiç de o şekilde gelişmediği bir Yunan mitolojisi hikayesi ile karşınızdayız. Bir Yunan mitolojisinin hikayesi olan Medusa, birçok farklı versiyonu ile günümüze ulaşmıştır. En fazla kabul gören hikaye ise birazdan size anlatacağımız gibidir. Hadi gelin yılan başlı kadın Medusa'nın hikayesini birlikte inceleyelim!
Bu efsanenin başlangıcı Atina'da bulunan Athena tapınağıdır. Efsaneye göre bu tapınakta Phorkus ve Keto'nun üç tane kızları olur. Bu kızların isimleri Sthenno, Euryale ve Medusa'dır. Bu üç kız kardeşten ikisi ölümsüzken yalnızca biri ölümlü olarak dünyaya gelmiştir. O ölümlü kız kardeş ise hikayemizin baş kahramanı olan Medusa'dır.
Medusa, o kadar güzel bir kadınmış ki tüm tanrıların dikkati her zaman Medusa'nın üzerindeymiş. Hatta yeryüzünde yaşayan tüm kadınlar Medusa'nın güzelliğini kıskanırlarmış. Medusa ise iki kız kardeşi ile birlikte Athena'nın tapınağında yaşar ve kendini yalnızca tanrılara adarmış. Athena, kendi tapınağında yaşayan bu kadının güzelliğinden çok etkilenmiş ancak Medusa'yı kendisi kadar güzel ve akıllı bulmadığı için onu pek de umursamamış.
Poseidon, karısı Athena'nın tapınağında yaşayan Medusa'nın güzelliğinden herkes gibi oldukça etkilendi ve Medusa'ya aşık oldu. Fakat Poseidon, bir ölümlüye aşık olduğu için insanlar tarafından küçümsenmekten korktu ve aşkını gizlemeye karar verdi.
Poseidon, Medusa'yı aklından bir türlü çıkaramamış ve en sonunda tutkusuna yenik düşerek Medusa'ya Athena'nın tapınağında tecavüz etmiş. Medusa bu durumdan ne kadar kötü etkilense de Athena'nın tapınağında yaşamaya devam etmek zorunda kalmış. Ancak daha sonra yaşanan bu olayı Athena öğrenmiş ve işte olanlar tam da o zaman olmuş.
Büyük bir kıskançlık yaşayan Athena, Medusa'ya en kötü cezayı vermeye karar vermiş. Bu kararın sonunda Athena, Medusa ve kardeşlerini Gorgon ismi verilen korkunç canavarlara çevirmiş. Medusa ve kız kardeşleri; kanatlı, yılan saçlı ve korkunç yüzlere sahip canavarlara dönüşmüşler.
Herkesin güzelliğinden etkilendiği ve tüm dikkatleri üzerine çeken Medusa artık o kadar çirkin biri olmuş ki kimse Medusa'nın yüzüne bile bakmıyormuş. Medusa'ya bakan herkes ise birdenbire taşa dönüşüyormuş.
Medusa'nın hamile kalmasından sonra Athena iyice delirmiş ve verdiği ceza ile yetinmeyerek Medusa'yı öldürmeye karar vermiş. Athena, Medusa'yı öldürmek için Zeus ve Danae'nin oğlu olan Perseus'la iş birliği yapmış. Perseus, Athena'nın üvey kardeşiymiş. Yani bu iş birliği kan bağına bağlıymış.
Perseus, Hesperidler ismi verilen akşam perilerinin ülkesine gitmek için Gri Cadıları bulmuş. Bu Gri Cadılar, aralarında tek bir gözü paylaşan üç yaşlı kadınmış. Perseus, bu gözü üç cadıdan çalarak Hesperidlerin yerini öğrenmek için koz olarak kullanmaya karar vermiş. Perseus, bu gözü koz olarak kullanmış ve aradığı yeri öğrendikten sonra gözü cadılara geri vermiş.
Perseus 'un kibisisi alma nedeni ise Medusa'nın kafasını kesip bu çantaya koyacak olmasıymış. Tüm tanrılar Perseus'u çeşitli silahlar ile kuşatmışlar ve Perseus Medusa'nın uyuduğu yere gitmek üzere yola çıkmış. Medusa'nın yanına giden Medusa, onun yüzüne bakmadan kılıcı ile Medusa'nın başını tek hamlede kesmiş.
Medusa öldükten sonra ise onun gövdesinden kanatlı at Pegasus ile dev Khrysaor dünyaya gelmiş. Bu iki Gorgon, Medusa'nın intikamını almaya karar vermişler ve bu intikam için Perseus'un peşine düşmüşler. Perseus, peşine düşen bu iki Gorgon'dan kurtulmak için Hades'in kendisine verdiği görünmezlik miğferini kullanmış ve onları atlatmayı başarmış. Daha sonra ise görevini başarı ile tamamlamanın gururu ile Medusa'nın başını Athena'ya sunmuş.
Hikayemiz işte böyle... Medusa, tek bir suçu olmamasına rağmen birçok acıya ve hatta en sonunda da ölüme mahkum olmuş bir kadındı. Hiçbir suçu olmayan bu kadın önce Poseidon tarafından tecavüze uğramış sonra ise Athena'nın kıskançlığına kurban gitmişti. Tek bir güzel gün göremeyen Medusa en sonunda ise sebepsiz yere öldürüldü
Hikayenin hepimize bir yerlerden tanıdık geldiğini biliyoruz. Medusa'nın hikayesi tıpkı günümüzde birçok kadının yaşadığı hikayelere oldukça benziyor. Aynı zamanda kadın kadının düşmanıdır sözü de bu hikaye ile oldukça uyumlu.
Garbati, Cellini'ye ait olan 'Medusa'nın Başı ile Perseus' heykelini yeniden canlandırarak hikayeyi tersine çevirdi. Bu durumun sonucunda ise ortaya 'Medusa, Perseus'un Başı ile' heykeli çıktı. Bu sanat eserinin altında yatan duygu ise empatiydi. Bu empati; güzel olduğu için herkes tarafından kıskanılan, tecavüz edilen ve tanrılar tarafından acı çektirilip öldürülen bir kadına duyuluyordu...
Bu heykel, şimdilerde New York Ceza Mahkemesi önünde adalet simgesi olarak sergilenmeye başlandı. Bu durum da oldukça ironik. Adaletsizliğin ve haksızlığın belki de en büyüğüne uğrayan bu kadının heykelinin bir ceza mahkemesinin önünde sergileniyor olması adalete olan güvenin kaybolmaması gerektiğine yapılan bir atıf olduğu düşünülüyor.
Peki sizce bu heykelin bu konumda sergilenme nedeni ne olabilir? Fikirlerinizi yorumlara bekliyoruz.
Allah çirkin şansı versin derler
Bu yunan tanrıları da pek uçkuruna düşkün. Mahkeme önündeki heykele gelince. Dostlar alış verişte görsün (Kızmayın da hiç bir zaman mahkeme adaletine güvenmedim. Örneğin: Diyelim ki biri bana bulaştı, arkadaşı benzettim. Mahkemede derdimi anlatsam da "darp" suçundan boku yedim. Ya da bir yakınına karşı suç işleyen bir şahsı biçtin. Mahkeme der ki; "tamam aga o bi bok yemiş ayrı. Ama sen de onu biçmişsin. Yandın.)
medusa da olsa insan insandır.hakimlere, topluma ve genel yargılara göre hareket etme haklı kimse onun yanında dur mesajı vermiş olabilir.