İlk ders: 'Açgözlülüğe dikkat!', çünkü bedava peynirler genellikle tuzaklarla dolu olur.
İkinci ders: 'Paranı yönetirken uyanık ol.', yoksa o peyniri yerken birden bir kapan sesi duyabilirsin.
Üçüncü ders: 'Hızlı zengin olma vaatlerine kanma.', unutma, bu vaatlerin çoğu o kapanın içindeki peynir gibi cazip ama risklidir.
Dördüncü ders: 'Her şeyi sorgula.', çünkü bazen peynir diye gördüğün aslında süt tozu katılmış patates püresi olabilir.
Ve son ders: 'Hayat her zaman sürprizlerle dolu.' Evet, bazen o kapanın içinde gerçekten lezzetli bir peynir bulabilirsin, ama yine de dikkatli olmakta fayda var! Kolay kazanmadığın kolay kaybolabilir.
Ve tabii ki, '8'de kapanır, 18'de kapanır' meselesi. Evet, futbol sahalarındaki gibi, finans dünyasında da durumlar hızla değişebiliyor. Bugün kazanan yarın kaybedebilir. Bugün yükselen yarın düşebilir.
Son olarak, bu hikâyeyi okurken, 'Bu nasıl bir dünya?' diye düşünmeyin. Çünkü bu, sadece bir dünya değil, aynı zamanda bir sahne ve biz fakirler, bu sahnenin sadece seyircileriyiz. Oyuncular ve senaryolar değişse de, oyun hep aynı: Para, hırs ve ihtiras.
Ülkemizdeki ekonomik durum düşünüldüğünde, Cem Yılmaz’ın ağabeyi Can Yılmaz’ın sözleri aklıma geliyor:
'Parayı yiyin, parayı bulur bulmaz yiyin. 10₺ geldi mi hemen 11₺ yiyin. 1₺' de borç alın hemen yiyin. Paranın bekçisi olmayın çünkü bunun yarını yok, onun için paranızı yiyin. Bari parayı yedim dersiniz.'
Instagram
X
LinkedIn
Web
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio