Akkuyu Nükleer Santrali ile İlgili 5 Soru

Türkiye’nin bir Rus uçağını düşürdüğü 24 Kasım tarihinden bu yana iki ülke arasındaki ilişkiler gergin bir seyir izliyor. Gözler özellikle enerji sektöründe. İşte Akkuyu Nükleer Santrali'nin durumuyla ilgili 5 soru...

Geçtiğimiz hafta Rus gazını Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına taşıyacak olan Türk Akımı doğalgaz boru hattı projesi askıya alındı.

Bundan yalnızca birkaç gün sonra ise Mersin Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer reaktör projesinin de durdurulduğu iddiaları ortaya atıldı. Bu iddialar daha sonra yalanlandı.

Peki Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinde tam olarak ne oluyor? Projenin tamamlanması Türkiye’nin enerji ihtiyacı açısından nasıl bir önem taşıyor? Peki ya projenin iptali veya ertelenmesi Türkiye ve Rusya için ne anlama gelir?

BBC Türkçe'den Selin Girit, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’yle ilgili gelişmeleri beş soruda derledi.

1- Akkuyu Nükleer Güç Santrali nedir?

Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi için çalışmalar 2010 yılında Türkiye ve Rusya arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde başladı.

Projede her biri 1200 megavat gücünde dört reaktörün kurulması planlanıyor.

Yani Akkuyu’dan 4800 megavat düzeyinde elektrik enerjisi elde edilmesi söz konusu.

Bunun Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 10 ila 12’sini karşılayacağı tahmin ediliyor.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesini Rus devlet nükleer enerji şirketi Rosatom yürütüyor.

22 milyar dolara mal olması beklenen proje için Rusya şimdiye dek 3 milyar dolar civarında yatırım yapmış durumda.

İşletme ömrünün 60 yıl olacağı belirtilen projenin 2022 yılında tamamlanması öngörülüyor.

Bunun gerçekleşmesi halinde Akkuyu, Türkiye’deki ilk nükleer santral olacak.

2- Proje iptal edildi mi edilmedi mi?

Reuters haber ajansı, kendilerine bilgi veren Türk yetkililere dayanarak Çarşamba günü Rosatum’un projedeki inşaat çalışmalarını durdurduğunu duyurdu.

Haberde, Rusya ve Türkiye arasında imzalanan sözleşmede tek taraflı fesih halinde çok ağır tazminat ödenmesi gerekeceğinden Rosatom’un projeyi tamamen iptal etmek yerine askıya alma yoluna gittiği öne sürüldü.

Ayrıca Türkiye’nin proje için olası diğer adayları değerlendirmeye başladığı da ifade edildi.

Ancak haber gerek Türk gerekse Rus yetkililer tarafından yalanlandı.

'Rusya Akkuyu Nükleer Santrali İnşaatını Fiilen Durdurdu' mu?

Rus haber ajansı Interfax’a konuşan Rus yetkililer, projenin planlandığı gibi ilerlediğini belirtti.

Enerji Bakanlığı’ndan bir yetkili de BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada taraflar arasında herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’yle ilgili görüşmelerin planlı bir şekilde yürüdüğünü ifade etti.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin Genel Müdür Yardımcısı Oleg Titov da projenin inşaat çalışmalarının durdurulduğu iddialarını yalanladı.

Titov, “Hiçbir şey durdurulmadı. Sahadaki çalışmalar plana göre ilerliyor. Projenin hayata geçirilmesi için müzakereler sürdürülüyor.” diye konuştu.

3- Akkuyu projesinin iptali Türkiye’yi nasıl etkiler?

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin nükleer santraller konusunda tek bir ülkeye ve tek bir ülkenin teknolojisine mahkum olmadığını söyledi ve Rusya’nın projeyi iptali durumunda Türkiye’nin önünde başka seçenekler bulunduğunu ima etti.

Kurtulmuş, buna karşın Rusya’nın Akkuyu projesinden “kolay kolay vazgeçeceğini zannetmediğini” de belirtti.

Konuyla ilgili BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü’nden Prof. Dr. Niyazi Meriç, projenin iptali halinde eğitim alanında sıkıntılar yaşanacağını söylüyor.

Bir nükleer reaktörde çalışmak üzere ortalama bin yetişmiş insan gücüne ihtiyaç duyulduğunu belirten Meriç, sırf Akkuyu için 4 bin kişinin yetiştirilmesinin gerektiğini ve bu eğitimler için Rusya’yla bir protokol imzalandığını ifade ediyor.

Moskova İktisat, İstatistik ve Enformasyon Devlet Üniversitesi (MESI) ile çalışmalar yaptıklarını, Şubat ayında Ilgaz’da bir seminer düzenlemeyi planladıklarını ifade eden Meriç, “Şimdi acaba Ruslar Ilgaz’a gelecek mi, gelmeyecek mi? Biz gelmelerini ümit ediyoruz. Öğrencilerimizi MESİ’de bulunan nükleer reaktörde eğitme imkanı sağlamayı umuyoruz. Bu olmazsa, Akkuyu’ya öğrenci yetiştirmemiz zor olur. Ama Sinop’ta Japon ve Fransız konsorsiyumunun nükleer santral projesi var. Bu durumda biz de onlarla çalışırız. Bizim B planımız bu” diyor.

Bilkent Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Necdet Pamir ise Akkuyu projesinin iptal edilmesi halinde bunun Türkiye için olumlu bir gelişme olacağı kanaatinde.

Akkuyu projesinin iddia edildiğinin aksine dışa bağımlılığı azaltmayacağını hatta arttıracağını savunan Pamir, şöyle diyor:

“Akkuyu projesinin yapılmaması iktidar partisinin hesapları açısından sıkıntı yaratabilir. Türkiye’nin enerji gereksiniminin beklenen bir kısmı ortadan kalkmış olacak, bunu yerine bir şey koymak lazım, böyle bir sıkıntı yaratır. Elektrik üretimi planlaması açısından çok ciddi sakıncaları olur. Fakat Türkiye açısından ciddi sıkıntı yaratmaz, hatta çok da mutlu oluruz. Biz Türkiye’nin kendi kaynakları itibarıyla yeterli olduğunu ve böyle bir nükleer santrale ihtiyacımız olmadığını düşünüyoruz.”

Akkuyu projesinin iptal edilmesi durumunda Türkiye’nin kısa vadede bir enerji arzı sıkıntısı yaşaması olasılık dahilinde görünmüyor. Zira projenin zaten 2022 yılından önce bitmesi beklenmiyor.

4- Rusya projeyi iptal edebilir mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’yla yaşanan krizin Akkuyu projesini nasıl etkileyeceği yönündeki bir soruya şu yanıtı vermişti:

“Akkuyu’yu Ruslar yapmaz ise bir başkası gelir yapar. Oraya 3 milyar dolarlık bir yatırım yaptılar zaten. Dolayısıyla o konuda daha hassas olması gereken Rusya.”

Enerji uzmanı Necdet Pamir, Rusya’nın AB’nin uyguladığı ambargolar nedeniyle yaşadığı ekonomik daralma ve sıkıntılar yüzünden 20 milyar dolarlık bir beklentisi olduğu Akkuyu projesinden kolay kolay vazgeçemeyebileceği görüşüne kısmen katılıyor.

Ancak Pamir’e göre, Rusya’nın projeyi askıya almaktan kaçınmasının ardında maddi nedenlerden çok siyasi ve hukuki gerekçeler var.

Pamir, “Putin yönetimi doğrudan Türkiye’ye zarar verecek ya da uluslararası anlaşmalarla verdikleri taahhütleri hukuksuz bir boyuta taşıyacak adımlar atmayacaktır. Rusya’nın projeyi iptal ediyorum diyebilmesi için uluslararası hukuk açısından geçerli argümanları olması gerekir. Kendilerine uluslararası platformda haklı bir görüntü vermeye çalışırken, kalkıp da ayaklarına kendileri kurşun sıkmayacaklardır.” diyor.

5- Akkuyu projesi iptal olursa, alternatifler nedir?

Türkiye’de nükleer santral kurma girişimleri 1970’lerde başlamıştı. Şu anda Akkuyu’nun yanı sıra iki diğer nükleer santralin daha yapımı söz konusu.

Sinop’ta 2023 yılında faaliyete girmesi beklenen nükleer enerji santralinin yapımını bir Fransız-Japon konsorsiyumu üstlenmiş durumda. Üçüncü projenin kim tarafından yapılacağı ise henüz netleşmiş değil.

Necdet Pamir, Akkuyu projesinin rafa kalkması durumunda alternatifsiz değiliz denilerek yeni bir süreç başlatılabileceğini, Çin, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerle temasa geçilebileceğini söylüyor. Ancak Pamir asıl çözümün yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmekten geçmesi gerektiği kanaatinde.

Pamir, “Türkiye’nin tükettiği elektriğin 3,5 katı oranında, kendi yerli ve yenilebilir kaynakları atıl bekliyor. Nükleer enerjiye ihtiyacımız yok. Akkuyu gibi projelerin iptalinin bize zararı olmaz. Aksine bir şans olur.” diyor.

Ankara Üniversitesi’nden Niyazi Meriç ise aynı görüşü paylaşmıyor.

Türkiye’nin elektrik tüketiminin 2025 yılına gelindiğinde şimdikinin iki katına çıkacağının hesaplandığını söyleyen Meriç, şöyle konuşuyor:

“Güneş enerjisiyle 50 kilovat enerji üretmek için 100 dönümlük arazi üzerine panel döşemeniz lazım. Rüzgar enerjisi de 1000 metre rakım üzerinde çok randımanlı çalışmıyor. Devlet doğalgaza yöneliyor. Ancak o da dışa bağımlı, sorun olduğu zaman enerjisiz kalacağız. Nükleer enerjiden başka alternatifimiz yok gibi görünüyor.”

BBC Türkçe

Popüler İçerikler

Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"
18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"