Akıl ve Ruh Sağlığınızı Birazcık Önemsiyorsanız Artık Daha Verimli Olup Zamanınızı Daha İyi Yönetmeye Çalışmayın!

Her gün planlar yapıp zaman yönetme teknikleri öğrenmenin size getireceği tek bir şey var: Üstesinden gelmesi zor bir anksiyete yumağı.

Verimli çalışmak için neler vermedik... Adını anlamını bilmediğimiz uygulamalar denedik, zamanı böldük, parçaladık, topladık.

Ancak olmadı, planlar bir gün tuttu iki gün tuttu, üçüncü gün tutmadı. Yeni bir plana geçtik, bunun ismini bile telaffuz edemiyorduk ancak bizi başarıya ulaştıracak, zamanımızı müthiş yönetecekti. O da tutmadı. Sonra tekrar denedik, deniyoruz...

Hiçbirinin uzun vadede faydası olmayacak.

Zaten ortalama bir çalışma disiplinine sahipseniz hedefleriniz için yeri geldiğinde emek vermeye de hazırsınız demektir.

Eisenhower Matrisi'nin kurallarından birinde söylendiği gibi, 'Önemli olan nadiren acildir, acil olansa nadiren önemli.” Bu bilginin aksine biz zamanla yarışırken acil gördüklerimizi en öne alıp onlara yoğunlaşırız. Halbuki birçok 'acil' iş esasen pek önemli olmuyor. 

Yani, zamanımızı yönetme çabalarımızda büyük başarıya ulaştığımızı söylersek yalan söylemiş oluruz.

Size bir şey söyleyelim mi? Daha üretken olmak için çabalayıp zamanımız daha iyi yönetmeye çalışmamızın bize birkaç negatif etkisi var.

Ve bu etkiler şöyle bir derin nefes alıp kafa dağıtacak diziler izlemeyle geçecek cinsten değil. Üretkenliğimizi arttırma çabalarımız gördüğünüz gibi işe yaramıyor, bunun yanında 'meşgulmüşüz' gibi hissettiriyor, daha da önemlisi bizde aşılamayan bir stres yaratıyor.

Bu güdülerimizin tek kaynağı bizim bir şeylere yetişme çabamız değil, okulumuz, işimiz de bizi bu noktaya itmeyi seviyor.

Çünkü zaman yönetimi, dünyada olan bitene karşı kontrolsüzlük hissimizi yenip bir şeylerin dümeninde olduğumuzu düşündürüyor. Çalıştığımız iş yerleri bize zamanımızı iyi yönetmezsek kovulacağımızı fısıldıyor, reklamlar bizim için yeni bir hayat tarzı sunarken her daim verimlilik konusunda kötü hissettiriyor.

Fark ettiyseniz işin içine zaman yönetimi, verimli çalışma ve kapitalizm girdiğinde farklı çıkarlar çatışmaya başlıyor.

Herkesin zaruri olarak kendi çıkarının peşinden gittiği bu sistemde bunları yapmazsak sadece işimizden değil aynı zamanda hayatta tutunduğumuz ideallerimizden, hayallerimizden de kopup gideceğimiz düşündürülüyor. 

Hepimizin hayatta aradığı tatmin sanki verimliliği arttırarak ortaya çıkacakmış gibi!

Herkesin bizden bir şekilde talepleri varken kendimizi yetersiz hissetmek çok normal. Bir de kendimize yük bindirip yetersizliğimizi katlamaya gerek yok.

Başlangıçta ne için ne kadar zaman harcadığınızı bir yere not edin. böylece yaptığınız işlere ayırmanız gereken zamanı kendiniz matematiksel olarak zihninize oturtun. Bir saatlik bir iş için üç saat ayırmayı düşünerek o süreyi ertelemek yerine boş bir saatinizde o işi hemen aradan çıkararak kendinize özel bir zaman yaratmanın yolunu açmak mümkün.

Ancak bunları not ettikten sonra düşülen en riskli hatadan uzaklaşın...

Boş zamanınız için ek bir iş yaratmayın. Yani zamanınızı yönetmeye çalışmayın. Yapmanız gerekenler dışında o an aklınıza ne geldiyse onunla ilgilenin, planlayarak yeni şeylerin peşinden gitmeyin. Aksi halde 'amaç uğruna çabalayan' duruma hızlıca geri dönersiniz. 

Hayat sandığımız kadar karmaşık değil, her şeyi planlayarak onu karmaşıklaştırmaya gerek yok. Bir nefes alın, yapmanız gerekenleri yaptıktan sonra zaten yaşamın akışında kendinizi kolayca bulacaksınız.

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti