Tıp mezunu Delgado, aslında babası gibi bir göz doktoru olmak istiyordu. Fakat İspanyol İç Savaşı'nın ardından toplama kamplarından kurtulduğu sıralarda, Santiago Ramón y Cajal'ın yazılarıyla tanıştı. Psikoloji laboratuvarlarından biraz deneyimi olan genç, göz doktoru olma hayallerini bir kenara atıp, 'beynin sayısız gizemlerine, beynin ne kadar az bilindiğine' odaklanmak istedi.
1946 yılında Yale Üniversitesi'nin psikoloji departmanında çalışmaya başlayan Delgado, 1950 yılında bölümün başına geçmişti bile.
Aynı dönemlerde Jose Delgado gibi beyne sinyaller göndererek beyni kontrol etme deneylerini sinir bilimci Gabriel Kreiman sara hastalarının tedavisi için araştırmıştı "ön singulatta bildirilen dürtülerden yüzlerce milisaniye ile birkaç saniye öncesinde tek başına ateşlenen nöronları fark etti. Yani sinirler, gerçekten de kişinin bir kararı almasından çok önce, o kararla ilgili ateşlenmiş oluyordu" bilim insanları bu sonuca deneylerle ulaşırken iradeye dair felsefeci Ludwig Wittgenstein; "Benim herhangi bir şeyi isteyip yapabilmem, pek çok şeyin, benim elimde olmayan pek çok şeyin gerçekleşmesine bağlıdır: Nöronların uyarımları iletmesine, kasların kasılmasına, bir sürü dışsal şartın yerine gelmesine vb. Bunların hepsinin olması ve benim dünyada bir şeyi yapmam, irademi aşan bir durumdur. Bu durumda, bana ait olan tek eylemim, benim bir şeyi istememdir." irade deterministlerden stoacılara ve spinozacılara kadar felsefecilerin konusu olmuştu bilim bir çoğunu desteklemiş oldu.
sapık ruh hastalarının malum uzvunu da durdurabilecekse ne mutlu
Daha birkaç saat önce Ruslar' ın bu tarz yöntemleri kullanarak düşman ülke başkanlarının bilinç altındakileri öğrendiklerini vs. okudum.