Liz Obert, yaşamı boyunca sabahları uyandı, giyindi, işe gitti ve hayatındaki her şey yolundaymış gibi davrandı. Bir gün eve döndüğünde, kendini yere attı ve depresyonda olduğunu hissetti. 20'li yaşlarında depresyon teşhisi konuldu Liz'e ve o, terapiden meditasyona, birçok çözüm yolunu denedi. Hayatında hiçbir şey düzelmiyordu, ta ki beş yıl öncesine kadar. Beş yıl önce, bir psikiyatrist ona 'bipolar II' teşhisi koydu ve üzerinde duygudurum dengeleyiciler uygulandı.
O günden bugüne, duygu durumunda birkaç kez uçlara kaydıysa da -ki bipolar hastaları için bu durum yaşam boyu kaçınılmazdır- Liz'in söylediğine göre, hayatı artık yoluna girmişti. Akıl hastalığı olan insanların yaşadığı çift yönlü hayatı sonuna kadar deneyimlediğini ve bu tarz bir hayat yaşarken, dış dünyada hayata tutunabilmek için 'semptomların maskelenmesi' gerektiğini söylüyor Liz. Dış dünyadaki insanları bu durum hakkında bilinçlendirmek adına, 2013 yılında bir karar aldı: Bir fotoğraf serisi oluşturmayı ve depresyon ile farklı şekilde mücadele eden insanların hayatlarına dair gerçeklikleri ortaya çıkarmayı planladı. Bunun için, her insanın iki farklı fotoğrafını çekmesi gerekti: Birinci fotoğrafta, kişinin diğer insanlara nasıl göründüğü (yani taktıkları maske); ikinci fotoğrafta ise, kişinin kapalı kapılar ardındaki depresif dünyasında nasıl yaşadığı ve neler hissettiği fotoğraflandı. Bu fotoğraf serisinin adı 'Dualities.' İşte o sekiz akıl hastası insanın gerçek iç dünyaları: