Karar gazetesi yazarı Akif Beki, TRT'de yayımlanan 'Payitaht Abdülhamid' dizisini eleştirdi. Beki, dizide Mehmet Akif'in 'şeytanlaştırıldığını' ifade etti.
Karar gazetesi yazarı Akif Beki, TRT'de yayımlanan 'Payitaht Abdülhamid' dizisini eleştirdi. Beki, dizide Mehmet Akif'in 'şeytanlaştırıldığını' ifade etti.
Akif Beki, Karar gazetesindeki köşesinde, “Abdülhamid Batı'ya Abdülhamidçilerse saltanata hayran” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
'TRT dizisi ile Cübbeli Ahmet Hoca Yayıncılık, Mehmet Akif'i şeytanlaştırma yarışındaymış...” diyen Beki, şöyle devam etti:
“Payitaht Abdülhamid'de, Mason üstadını Akif'miş gibi konuşturan o skandal sahneden sonra fark ettim, ne yalan söyleyeyim. Sırf Abdülhamid'i sevmezdi diye milli şairimize Masonluk iftirası mı atmıyorlar, Müslümanlıktan mı çıkarmıyorlar...
Ebussuud Efendi'ye özenen cübbeli bağnazlar, cübbesiz ham softalar, Akif düşmanlığında da gemi azıya almış.İstiklal Marşı şairini, 'İstibdad' ve 'Asım' şiirlerinde Abdülhamid'e dil uzatmakla suçlamıyorlar yalnız. 'Çanakkale Şehitlerine' şiirinde, haşa Allah'a da dil uzatmakla itham ediyorlar.
İslam halifesine, gavur ağzıyla 'Yıldız'daki baykuş, zalim, korkak, melun' lafları edilir miymiş! Bunu küffar bile yapmazmış...
Peygamber'in torunu Hz. Hüseyin'i Kerbela'da katlettiren, Medine'yi yağmalatan, ordusunu Mekke'ye, Kabe'ye saldırtan Yezid de halife değil miydi? Muaviye'nin oğlu, Emevi Sultanı Yezid...”
Beki, yazısını şöyle sürdürdü:
“Zamane Abdülhamidçileri bilmez. Abdülhamidçiliğin ortaya çıkışı, Abdülhamid sevgisinden değil. Hürriyet vaadiyle ondan kurtarmaya gelip onun baskı rejiminden aşağı kalmayan İttihatçı nefretindendir.
Abdülhamid muhipliğine, devrinin özelikle de din ulemasıyla vatanperver aydınları arasında pek rastlanmazdı. Hele bugünkü sultan ve saltanat sevdası, o gün hiç yoktu.
Akif'in 'Bir pak alın her kimde gördünse/ 'Bu bir cani' dedin sürdün, ya mahkum eyledin hapse' isyanı boşuna mı!
Oysa bugün halk saltanata özendiriliyor, saltanat propagandası devlet TV'sinden vergilerimizle bile pompalanıyor.”
Akif Beki yazısını şöyle sürdürdü:
“Sultanları evliyalaştıran sahur programlarına dikkat ettiniz mi? Dini anlatıyor, Allah'ı ve peygamberi sevdiriyormuş süsü veriyorlar. Savundukları, sevdirmeye çalıştıkları ise aslında padişahlığın ta kendisi.
Ama bu saltanat özlemi ve aşkını din, dindarlık, din müdafaası kılıfında pazarlıyorlar.
Neredeyse dersiniz ki; bunlar alıştıra alıştıra bizi çok partili demokrasiden tekrar tek parti rejimine... Tek partiden padişahın yetkilerini anayasayla sınırlandıran meşrutiyet düzenine... Oradan da göstermelik anayasayı bile kaldıramayan mutlakiyetçi saltanat idaresine mi geri götürmek istiyorlar? Nedir bu demokrasi nefreti?'
TRT bir Türkiye Cumhuriyeti kanalı değildir. En azindan son 18 yıldır değil. Boşuna vergi ödediğimiz saçma sapan bir şey. Kanal bile diyemiyorum
Biz bu ahengi harap etmeyecektik, ettik. Kapanır türden değil açtığımız kanlı gedik.