Akıcı Dili ve Merak Uyandıran Konusuyla Mitolojik Ögelerle Bezenmiş Yeni Bir Roman: Derinler ve Sirenler

Derinler ve Sirenler, denizden korkan genç bir adamın, her sayfası deniz kokan hikâyesi...

Bakışlar derin, korkular derin, aşklar derin, denizler derin ve yaşama sancısı derin...

Zaten bu yüzden kitabın adı “Derinler” diye başlıyor. Bir de “Sirenler” var. Efsanelere göre şarkılarıyla denizcileri etkileyip yanlarına getiren, sonra da onları lanetleyip gemilerini batıran mitolojik yaratıklardır Sirenler... Zaten kitabın da geneline bir mitoloji havası hâkim. Ve bu hava kahramanların yaşadıklarıyla o kadar uyumlu ki... Hiçbir mitolojik bilgi sırıtmıyor ve bunları bilene bilmeyene de “derin” anlamlar vadediyor.

Kitabı okurken dikkatinizi çeken ilk şeylerden bir diğeri de psikoloji. Bütün karakterler bu açıdan mükemmel kurgulanmış. Özellikle ana kahramanımız Edward Ege Kızılkaya’nın ilk bakışta okuyana garip gelen her tavrı, her bir korkusu ve gördüğü rüyalar, sayfaların arasında dolaştıkça psikolojik açıdan temelleniyor. Bu açıdan Derinler ve Sirenler psikolojiyle ilgilenen okurların da beklentisini karşılayacak bir kitap.

Karakterleri günlük hayatlarında görürken, Yazar Bahri Baykal'ın gözlem yeteneğine de hayran kalmamak elde değil. Her şey, herkes olması gerektiği gibi. Herkes meşrebince konuşuyor. Söz gelimi küçük bir kafeye girdiğinizde garson gelip menüyü uzatmıyor, mutfakta ne varsa sayıyor ve siparişinizi ona göre alıyor.

İşte bu küçük gibi görünen ayrıntılar aslında Derinler ve Sirenler’in alametifarikası: Mitolojik ögeler barındırmasına rağmen gerçekle bağları sapasağlam. Ve işte tam da bu yüzden okuyucuya çok farklı bir okuma tecrübesi sunuyor.

Kitabın konusuna daha yakından bakalım:

'Ege, üstünde oturduğu yatağı avuç içleriyle gezdi, yıllardan sonra ilk defa eski yatağında uyuyacağı için garip hissediyordu, artık sığabileceğinden bile şüpheliydi ama yine de dün akşama kıyasla daha rahat bir uyku vadettiği kesindi. Işığı kapatıp hâlâ çalıştığına şaşırdığı gece lambasının zayıf rehberliğinde yatağına geri dönerken rahat uyku yargısının kesinliğinden şüphe duymaya başladı. Örtünün tamamıyla altına girebilmek için dizlerini kırıp kendine doğru çekerken sadece bedeninin değil, ruhunun da küçüldüğünü hissetti, sanki tekrar küçük bir çocuk olmuştu. Üstündeki örtüyü boğazına kadar çekmeye çalışırken içini bir huzursuzluk kapladı, eskinin tozuyla kaplı karanlık bir duygu yavaş yavaş geliyordu; korkmaya başlamıştı.

 

Bunca yıldan sonra uyurken tekrar karanlıktan korkabileceğini düşünmemişti, nasıl bu kadar zayıf ve aptal olabilirdi?”

 

Ege, her şeyin başladığı yere geri dönüyor veya her şeyin bittiği yere... Her iki durumda da geçmiş, kendini tekrar ediyor. Ama bu defa farklı.

Derinler ve Sirenler, denizden korkan genç bir adamın, her sayfası deniz kokan hikâyesi...

Kitabı hemen alıp okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Şimdiden iyi okumalar dileriz...

Popüler İçerikler

Boks Tarihinin En Pahalı Maçı Öncesi Mike Tyson, Jake Paul'a Tokat Attı!
Acun Ilıcalı Futbol Yatırımlarına Devam Ediyor: Yeni Takımı Slovenya'dan
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: "Kendi İcat Ettiğin Laikliği Bana Dayatıyorsun"