Avrupa kendi kalkınma ve refahı adına bütün bir Afrika'yı yıllar boyu acımasızca sömürdü. Kara Kıt'a'daki insanları hayvandan dahi aşağı köle canlılar olarak gördü. Yeraltı kaynakları ve insan kaçakçılığı nedeniyle bu topraklarda insanlık tarihinin en korkunç toplu cinayetleri işlendi. Hala Avrupa'nın bu bahtsız kıt'a üzerinde kurulu sömürge düzeni devam etmektedir. Afrika'da yaşanmış olan vahşet tek başına cehennemin varlık sebebi olacak kadar dehşettir. Tüm bu insanlık suçu dolu geçmişiyle Avrupa bugün yine kendisinin uygulamış olduğu sömürgecilikten doğan bir insanlık sınavıyla daha karşı karşıya: 'Göçmen sorunu'. Sadece bu yıl dahi on binlerce insan hayalleriyle beraber Akdeniz'in karanlık sularında kaybolup gitti. Avrupa ise bu kıyametvâri insanlık dramı karşısında tarihteki gibi vurdumduymaz ve pragmatist bir tutum segiliyor.. İngiltere ve İtalya, göçmen olaylarını teşvik ettiği gerekçesiyle Akdeniz sularında arama kurtarma faaliyetlerini dahi kesinlikle yapmayacağını dünyaya deklare etti. On binlerce insan umutlarının terennümleriyle Akdeniz'in derin sularında boğulurken, Avrupa bu acı sahneyi adeta şezlongundan elinde viskisi kayıtsızca seyretmekte.