Savaşın etkisiyle adeta rayından çıkmış tren gibi yükselen petrol fiyatları, yine savaşın tutulması zorlaşan dolar/TL'deki yükselişin de etkisiyle yurt içinde akaryakıt fiyatlarına her gün gelen zamlar isyan ettirmişti. Son zam iptal edilince kurumlar arasında da bazı tartışmalar olmuştu. Peki bu zamları kim yapıyordu?
Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, geçtiğimiz günlerde iptal edilen benzin ve motorin zamlarını köşesinde değerlendirdi. Aktaş, 'Akaryakıtta günün sorusu; fiyatı kim belirler? başlıklı yazısında, tartışmalara da açıklık getirirken, 'Akaryakıt fiyatı belirlenirken, herhangi bir gün Merkez Bankası’nın saat 15.30’da ilan ettiği döviz kuruyla o günün akşamı saat 22.00’de Genova’da oluşan fiyattan yola çıkılarak bir maliyet hesaplanıyor ve bu maliyete göre oluşan fiyat ertesi gün gece yarısından itibaren uygulamaya konuluyor' dedi.
Aktaş, 'Yani iptal edilen zamla ilgili veriler 8 Mart Salı günü oluştu ve normal işleyişte bu fiyatların 10 Mart’tan itibaren geçerli olması gerekiyordu' diyerek şöyle devam etti:
'Ancak 9 Mart’ta fiyatların çok hızlı bir şekilde aşağı gelmesi üzerine EPDK devreye girdi ve zamma bir şekilde dur dedi. Oysa normal işleyişte, 8 Mart’taki maliyetlere göre dün yapılması gereken zamdan sonra 9 Mart'taki maliyetlere göre de 11 Mart’ta, yani bugün indirim olacak, hatta motorindeki 2.25 liralık zamdan daha fazla bir düşüş gerçekleşecekti.
Normalde akaryakıt fiyatlarını ne EPDK belirliyor, ne de başka bir kurum. Tabii ki EPDK da fiyatlara müdahale etmiyor. Son durum bir istisna oluşturdu.
Her bir şirket rafineri çıkış fiyatına göre küçük farklarla fiyatını tayin ediyor. Zaten her akaryakıt istasyonunda aynı fiyatın olmaması da bunun bir göstergesi. Yani şu gerçeği görmemiz gerekiyor: 'Akaryakıt fiyatlarını belirleyen, görevi bu olan bir kurum yok.' '
artarken olan durumu iyi anlatmışsınız da, düşerken böyle düşmüyor. 10 yıl önce petrol fiyatları $110'dan $40 dolara inmişti. fiyat indirimleri öyle iki günde değil, aylara yayılarak, indirimin çoğu vergiye eklenerek yapılmıştı.