'AK Parti'nin Kuruluşunda 'Biz'dik, Şimdi 'Ben' Olduk'

Bülent Arınç, AK Parti’nin kuruluşundaki ‘biz ruhu’nun ‘ben’e dönüştüğünü söyledi. Kendisi ve Abdullah Gül’e herhangi birisi gibi görev verilemeyeceğini belirterek “Biz dolgu malzemesi değiliz” dedi.

Başbakan eski Yardımcısı Bülent Arınç, Habertürk TV canlı yayınında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Aktif siyaseti bırakmasının nedenini, 'Partilerin yenilenmeye ihtiyacı var. Ben kadere inanırım, bu iş bitti' sözleriyle açıklayan Arınç, 'AK Parti'nin kuruluşunda 'biz'dik, şimdi 'ben' olduk' dedi. Arınç, 'Koalisyonun kurulamamasında sorumlu kim' sorusuna ise 'Onu söyleyemem. Söylersem başka yerlere gider' şeklinde yanıt verdi. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, AK Parti kongresine katılmamasıyla ilgili soruyu ise 'Abdullah Bey’i herhangi biri gibi çağıramazsınız. Miting malzemesi yapamazsınız. Biz dolgu malzemesi değiliz. Dışardan gelenlere bile bizden daha fazla değer verilmiştir. Böyle kıytırık davetlerle bu iş olmaz' diye yanıtladı.

İşte Arınç’ın açıklamalarından satırbaşları:

'Partilerin yenilenmeye ihtiyacı var'

'Birçok tweet, mesaj aldım. Siz AK Parti’nin vicdanısınız, siz olmazsanız parti güç kaybeder mesajları geldi. Bunların hepsine teşekkür ediyorum. 3 konuya dikkat ediyorum. 3 dönem kuralı faydalı bir kural olarak düşünüyorum. Böyle bir kurala da ihtiyaç olabilir. 95’te girdim parlamentoya ve 5 dönem yaptım.'

'Partilerin yenilenmeye ihtiyacı var. Ben gençlik kollarından geldim. Tayyip Bey de gençlik kollarından geldi. Gençlik kollarından gelince arkadan gelenleri de düşünmek lazım. ‘Adam kalksa da sıra bize gelse. Biz de en az onun kadar başarılı olabiliriz’ diye söylemeseler de içinden geçirdiklerini düşünüyorum. Ben ve benim gibiler artık bir kenara çekilmezlerse bu doğru olmaz.'

'Fitne, troller, dedikodular...'

'Pek çok görev yaptık. Başbakan Yardımcısı, Meclis Başkanı denmesi bana bir şey katmıyor. Makamlarından değer almamalı insanlar. Bugün tüm sıfatlarımdan sıyrılsam “Bülent Arınç ne demiş’ diye düşünebilirler. Evet bunların dışında başka sebepler de olabilir. Ama bunları konuşmanın bir faydası yok. Tüm siyasi hayatım boyunca, her sözümün, hareketimin AK Parti’ye faydalı olmasını isterim. Farklı anlaşılmalar, dedikodular, fitneler olabilir. Çok gördüm geçirdim. Başka partilerde bulunmadım. Tek çizgide yer aldım.'

'Bu fitne günümüzde çok fazla kaynıyor. Trollerden bahsedebilirim. Her gün dedikodu üretenlerden bahsedebilirim. Bu fitne ve zararlar liderime zarar vermeye gelmişse, Erbakan’ın bize öğrettiği gibi kenara çekilmektir. Biz çok şükür kendisini feda edebilecek dünya adıma bir beklentisi olmayan bir insan olarak kalmak isteriz. Fitne bir gün biter, yanılmış olanlar yanılmış olarak kalır. Dedikodu, gıybet, yanlış anlaşılmalar çok kötü bir şey. Susmamız bir kenara çekilmemiz ve dua etmemiz lazım.'

Neden böyle oldu sorusu?

'Bilemem. AK Parti’nin kuruluşunda pek çok arkadaşımızla beraber çalıştık, çok toplantılar yaptık. O zaman birlikte ve kol kolaydık . Zulüm görüyorduk, mağduriyet vardı, gerici görülüyorduk. Partilerimiz kapatılmıştı. Çok acılar ve güzel günler de yaşadık. Aday listeleri belli oldu. İstanbul 1. Sıra 1. Bölge Recep Tayyip Erdoğan yazıyor. Yargıtay kendi kararlarını çiğneyerek Tayyip Bey’in kurucu olamayacağını ve milletvekili olamayacağını açıkladı ve adaylığını iptal etti. O gün dünya başımıza yıkıldı bizim.

"O zaman birlikteydik kol kolaydık"

'Biz ruhu 'ben'e döndü'

Tayyip Bey de ‘davamız yürüyor’ diye bir açıklama yapıyor. Karşımda Anavatan’dan CHP’den temsilciler var. Çok sevinçliler. 3’ü birden atıldı, Erdoğan Başbakan olamayacak. Söyleyin bakalım Arınç sizin adayınız kim olacak? Çok zor bir durum. Adamlar ateşin üzerine benzin döküyor. Alacakları cevaptan da çok eminler. Acınacağımızı bekliyorlar. DYP’liye cevap vereceğim ama size de bir sorum var. Doğru Yol iktidara geldi ve Çiller seçilemedi. Sizin adayınız kim? Verin cevaplarınızı dedim. Veremediler. O zaman bizdik. Şimdi üzülüyorum ki ‘ben’e döndük. O ‘biz’ ruhu şimdi neye dönüşmüştür bunun görülmesi lazım.'

'Ben kadere inanırım, bu iş bitti'

'Ben Abdüllatif Şener değilim Erkan Mumcu değilim. Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç olarak anıldık. Lider devam ediyor Cumhurbaşkanlığı noktasında. Partinin başında çok güçlü bir Genel Başkan var. Dışardayız AK Partiliyiz, bağlı kalacağız. Onun başarısı için 24 saat çalışacağız. Her zaman göreve hazırız. Sayın Başbakan beni davet etti. Kararınız nedir dedi? Gerekçeleriyle anlattım. Milletvekili olmamı ve MKYK’da görev almamı istedi. Ben de kararıma saygı duyun dedim. 18’ine kadar süre var dedi. Sonrasında bana bu fırsatı tanıdı. Ona da çok teşekkür ediyorum. Bu iş bitti. Bunda hayır olacaktır. Ben kadere inanırım.'

'Ben hep koalisyon tercihinden yana oldum'

'2019’a kadar ne olur bilemem. Ümitsizlik anlamında söylemiyorum. Ama Türkiye çok dinamik bir sürece girdi. ‘Dinamik’i olumlu anlamda söylemiyorum. Ben hep koalisyon tercihinden yana oldum. Seçim benim tercihim değildi. Başbakan da bunu çok iyi götürdü ama kurulamadı. Bir tek örnek vereyim: Kocaeli’nden bir milletvekili arkadaş geldi. 'Niye hükümet kurmadınız' diye sormuşlar. O da açıklamış ‘Bizimle hükümet kurmadılar’ demiş. Ak Partili vatandaşın cevabı, 'Bizi aldatmayın' olmuş. 'Siz 40 günde bir hükümet kuramadınız' demiş. Biz hükümet kurabilir miydik? Kurabilirdik. Sonuçta kurulmadı. Yuvarlana yuvarlana bir seçime gidiyoruz.'

Seçimden sonra Kılıçdaroğlu’nun ve parti görevlilerinin açıklamalarını takip ediyorum. Bir sorumlulukları var. Ben sonuca bakıyorum.

Koalisyonun kurulamamasında sorumlu kim?

'Onu söyleyemem. Söylersem başka yerlere gider. 

Yarın inşallah çok güzel bir kongre olacak. ‘Klik’ iddiaları maksatlı, gerçek değil. Partiyi içeriden zarara uğratmak isteyenler kurulduğumuz günden bu yana vardı. Parti içinde ‘şucular’ ‘bucular’ bize yakışmaz. '

'Erdoğan bizim bir kaderimizdir'

Cumhurbaşkanımız bizim ilk kurucumuz. Siyasette ve belediye başkanlığında başarılı olmuş. Lider olmak kolay değil, bu biraz Allah vergisi biraz da çalışarak olacak şeyler. Tayyip Bey’de bunların hepsi var. Onda bir liderlik mayası, kumaşı var. 

'Ben geçenlerde bunu arkadaşıma da söyledim. Lider ileriyi planlayabilir, kahramanlık yapabilir ama unutmayalım ki o da bir insan. Beşer olarak da zaafları olabilir. Karşımızdaki insanı yarı tanrı haline getirmenin manası yok. Abdullah Gül ile ilgili yazılan kitabı okuyanlar bana geldi. Sen birisinde, birilerinin Atatürk’te aradığı gibi, hiçbir kusuru yoktu, aslandı, yiğitti noktasına gelemezsiniz. Kaprisleri olacaktır, vefadan uzak hareketleri olacaktır. Acıktığınız zaman hanıma çıkışıyorsunuz. İnsani hareketlerimizi terk edemeyiz. İnsanlara da beşer olarak zaaflarını kabul etmek lazım. Benim 100 tane zaafım vardır, Erdoğan’ın 10 tane vardır. Sizin 500 tane vardır, diğerinin 300 tane vardır.  Herkesi olduğu gibi kabul etmemiz lazım.  Recep Tayyip Erdoğan bizim bir kaderimizdir. Kadere kızılmaz. Ben de kadere rıza gösteriyorum.'

Erdoğan'la çok tartışmamız oldu

'Davutoğlu’na çok güveniyorum. Günde 45 dakika uyuyabilecek bir çalışma yapıyor. Küçük hesap yapanlara ‘yapmayın’ diyorum. Bu adam herkesten daha temiz. Dava ve tarih bilincine sahip. Tayyip Bey’deki hasletlerin çoğunu Davutoğlu’nda görüyorum.  Kriz yok. Ama herkesle herkes arasında tartışma çıkabilir. Bakan olduğum dönemde Erdoğan’la çok tartıştığım, onu çok kızdırdığım oldu. Onun da benim de çok kırıldığımız oldu. Çok kötü bir ayrılıktan sonra davet etti kucaklaştık, yolumuza devam ettik.'

'Kıytırık davetlerle bu iş olmaz'

'Abdullah Bey’i herhangi biri gibi çağıramazsınız. Miting malzemesi yapamazsınız. Biz dolgu malzemesi değiliz. Tam içinde olmadığımız bir şeye dekor gibi bakanlar olursa kızar ve üzülürüz. Birilerinin değeri bu olabilir. Dışardan gelenlere bile bizden daha fazla değer verilmiştir. İlk Başbakanımız, ilk Cumhurbaşkanımıza ‘sen de gel de şurada görün’ demek çok yanlış bir harekettir. AK Parti’de senin mutlaka hizmet etmen, şu görevleri yapman lazım demeleri lazım. Şu mitinge katıl, şurada kendini göster bu olmaz. Cumhurbaşkanlığı yapmış bir insana sen gel bakalım da sonrasında bir şeyler düşünürüz diyemezsiniz, derseniz yanlış olur. Teklifi bana yapılmış kabul ediyorum. Böyle kıytırık davetlerle bu iş olmaz. Gül mesajını gönderecek,  okunur mu okunmaz mı bilemiyorum.'

Abdullah Gül parti kurar mı?

'Gül bir parti kurmaz. AK Parti’yi kurduk AK Parti’deyiz. Birileri bizi imtihan etmesin. Biz hangi çizgiden geliyoruz. Eskiden ‘fırıldak kubi’ler vardır. Biz öyle değiliz. Bizim partimizin en kötüsü diğer partilerin en iyisinden daha iyidir. Bizi sıkıştırmaya kalkanlar olursa bizim öyle bir niyetimiz yok. İkide bir de böyle sorular gelmesin. Şu kadar boyu olan adamlar dedikodu üretiyorlar.'

Paralel yapı

'Çok konuştuk bunları. Bu cemaatle bizim Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, vekillerimizin, bürokratlarımızın ne kadar samimi işbirliği içinde olduğumuzu cümle alem biliyor. Bizim gördüğümüz bunlar eğitim hizmetleri veriyorlar. Biz hayır yönünü gördük. Türkçe olimpiyatlarına sevdalandık. Yurtdışındaki okullara gittik, öğretmenlerini tanıdık, buradaki öğrencileriyle tanıştık. Fakat daha sonra birtakım olaylar oldu, gözümüzü açtık. Burada biz şunu gördük, cemaat yapılanmasının içinde maalesef başka bir grup darbe yapmak amacıyla yerleşmiş. Birbirleriyle irtibat haline geçmişler. Bunlar çıkınca biz buna inandık. O günden bu zamana yaptığım konuşmalar her yerde vardır. Bu olaylar ortaya çıktıktan sonra bile, bunun paralel devlet yapılanmasıyla ilgili olduğunu söylemek ahlaksızlık ve vicdansızlıktır. Tüm programlarda söylediğim, devletin bekası için bununla sonuna kadar mücadele edilmelidir. Bu mücadelemizi hukuk ve adalet içerisinde yapacağız.  Kim suç işlemişse yargının önüne koymak ve yargının ceza vermesini temin etmek benim görevim. Bu mücadele devam ediyor. Şüphelendiğimiz arkadaşları delil olmasa bile, aldığı maaşa da zarar vermemek için görev değişikliği yaptık, masabaşında görev yapabilecek duruma getirdik.'

Koza-İpek grubuna operasyon

'Melek İpek’in elini son öpen kişilerden biri benim. Elini öpmek bir saygı işaretidir. Her zaman iyi ilişkiler içerisinde olurum. Hukuk dışı operasyonlarla bu insanları korkutamazsınız. Hakaret bize yakışmaz. Biz çok zulüm gördük ama hakaret görmedik. Bir kez hakaret gördük. Vural Savaş hakkında tüm milletvekilleriyle dava açtık.'

Gökçek meselesi

'Malum olay sebebiyle dargınız. Yanlış bir iş yaptı. Ben daha büyük bir yanlış yaptım. Tekrar bir araya gelmemiz mümkün olmadı. Böyle devam etmesinde de fayda görüyorum. Bana yapılmayacak şeyi yaptı. Zaman ne getirir ne götürür bilemem. Onunki silme yanlıştı. Benimki daha kısa, daha kestirmeydi. Bakanlar Kurulu toplantısından sonra söylememeliydim. Başbakanım haklıdır. Şahsına ben de hakaret ettim. O da bana hakaret etti. Karşılıklı hakaret davayı düşürür derler. Onun yapmaması lazımdı. Bakanlar kurulu toplantısından önce bunları silmesi lazımdı. Başkalarının da onları sil demeliydi.'

Habertürk

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?