Çevresel faktörler, hormonsal değişiklikler, beslenme bozuklukları, stres ve daha birçok etken cildin erken yaşlanmasına yol açıyor. Neyse ki etkili cilt bakımı ile yaşlanma belirtilerinin önüne geçebiliyor ve her daim canlı bir cilde sahip olabiliyorsunuz. Peki, yaşa göre cilt bakımı nasıl olmalı dersiniz? Gelin, bu sorunun cevabına ve yaşa özel cilt bakımı tavsiyelerine beraber göz atalım.
20'li yaşlar cilt bakımında epey önemli bir yere sahip çünkü bu dönemde henüz yaşlılık belirtileri görülmez. O yüzden ne kadar doğru adımlar atarsanız geleceğiniz için o kadar güçlü yatırımlar yapmış olursunuz. Gençlik döneminde cildiniz için doğru bir hayat tarzı belirlemelisiniz. Uykusuzluk, fazla alkol, sigara, yoğun stres, güneş koruyucu kullanmamak, yetersiz beslenmek, makyajı çıkarmadan uyumak gibi yanlış yaşam alışkanlıkları; cildinize yapacağınız en büyük kötülükler arasında.
Bu yaşlarda minimal bir cilt bakım rutini sizin için yeterli. Elbette bunun için bir dermatologdan destek almanız gerekir. Böylece cilt tipinizi öğrenerek doğru bir rutin oluşturabilir, cilt problemlerinizin varsa bu sorunlar için gerekli tedaviyi alabilirsiniz. Karma, yağlı, kuru, hassas cilt tipleri arasından hangisine sahip olduğunuzu öğrenerek işe başlayabilirsiniz. Cildinize uygun bir temizleyici ve nemlendirici seçmeli, cildinize düzenli olarak bakım yapmalısınız. Bunların yanı sıra yine cilt tipinize uygun bir güneş koruyucu seçmeli ve onu dört mevsim uygulamalısınız.
Cilt bakım rutini oluşturmak için hiçbir zaman geç kalmış sayılmazsınız ancak işe ne kadar erken başlarsanız o kadar iyi. Dolayısıyla cildinize 20'li yaşlarınızda iyi davrandıysanız bunun meyvelerini 30'larınızda alabilirsiniz. Sağlıklı cilt görünümünü korumak ve ileriki yaşlarınız için önlem almak istiyorsanız cildinizin ihtiyaçlarını tespit edebilir ve bu doğrultuda bakım alışkanlıkları edinebilirsiniz.
30'lu yaşlarda mimiklerden dolayı kırışıklıklar, göz çevresinde kazayağı görünümü baş gösterebiliyor. Bu nedenle eski bakım alışkanlıklarınızı zenginleştirmeniz, daha yoğun nemlendiriciler ve anti-aging etkili serumlar tercih etmeniz gerekiyor. Bunun için hyalüronik asit içeren ürünlerden destek alabilir ve retinol kullanabilirsiniz. Güneş kremini de ihmal etmemelisiniz.
30'ların sonlarına doğru kolajen miktarı azalırken cilt esnekliğini kaybetmeye başlıyor. Dolayısıyla bu dönemde kırışıklıklar belirgin hâle geliyor. Cilt sarkmaya ve nemini kaybetmeye başlıyor. Bazılarının botoks gibi minik müdahaleleri tercih ettiği 40'lı yaşlarda cilt bakımına daha çok özen göstermeniz gerekiyor. Tabii 20'li ve 30'lu yaşlarınızı iyi geçirdiyseniz 40 yaşına geldiğinizde cildinizin daha sağlıklı görüneceğine ve bu sayede olduğunuzdan daha genç gözükeceğinize şüphe yok.
Kolajen, koenzim Q10 ve E vitamini cilt sağlığı için çok önemli. Dolayısıyla cildinize takviye yapmak için doktor kontrolünde hareket edebilirsiniz. Nem kaybına bağlı olarak kuruyan cildiniz içinse 30'lu yaşlarda kullandığınız nemlendiricilerden daha yoğun etkili ürünleri kullanmanız gerekir. Nem kaybına bağlı olarak ince kırışıklık görünümü de artacağı için hyalüronik asit ve gliserin içeren ürünlerden faydalanabilirsiniz. Bu süreçte elbette ki güneş koruyucuyu da ihmal etmemeli ve tüm vücudunuz için kullanmalısınız.
Zaman zaman makyaja duyulan ilgi artabiliyor. Hâl böyle olunca sık sık makyaj malzemelerine maruz kalan cilt yoruluyor. Hele bir de makyaj temizlenmeden uyundu mu işler iyice sarpa sarıyor. Bunların önüne geçmek için öncelikle kaliteli makyaj malzemeleri ile olabildiğince az makyaj yapmaya dikkat etmelisiniz. Hatta bazı günler makyaj yapmayarak cildinizi dinlendirmelisiniz. Yaşınız kaç olursa olsun, akşam uyumadan önce makyajınızı salisilik asit içeren bir temizleyici ile temizlemelisiniz. Dilerseniz makyaj temizleme sularını veya sütlerini de kullanabilirsiniz. Gerekiyorsa çift aşamalı temizlik ürünlerini tercih edebilir, ardından cildinizi nemlendirerek uyuyabilirsiniz.