'Benim ikametimde önce mutfakta oturup sohbet etmeye başladık. Sohbet esnasında konuyu ben bir önceki ayrılık durumuna getirdim. Çünkü her seferinde farklı cevaplar verdiği için inanmakta güçlük çekiyordum. Bana daha önce eski arkadaşı olduğunu söylemişti, yine başka seferinde albüm kapağı için görüştüğünü söyledi, yine bir keresinde o bana asılıyor şeklinde cevap vermişti. Bu nedenlerden dolayı ayrılık konusunu açtım. Sıla Hanıma, 'Anne ve babamın yanından geliyoruz, ilişkimiz güzel gidiyor, aile kurmayı planlıyoruz, benden çocuk sahibi olmak istediğini söylüyorsun, eğer böyle bir konu varsa, lütfen kırma beni söyle' dedim.
Ben böyle söyleyince 'evet ben senin canın yansın istedim, birlikteydik' dedi. Tartışma da bunun üzerine başladı.'
ben normalde bu tür konularda hep kadınların,hemcinlerimin yaninda olmusumdur ama bu konuda bana Ahmet Kural haklı gibi geliyor. Ne olursa olsun şiddet uugulamayacaktı diyenler,Ahmet Kural'ın o an ki psikolojisinde olsa durabilir miydi? Hemde alkollü bir şekilde. Belki de Sıla'nın asıl amacı yeni cikacak olan sarkisini patlatmak ve Ahmet Kural 'a olan hırsını çıkarmaktı. Bide iki gun beklemesi Sila'nin bana cok sacma geldi. Bende benzeri bir olay yasadim ve aninda gidip şikayetçi oldum. 45 dakika mevzusu da bana inandırıcı gelmiyor. Bi insan 45 dakika darp edilse ağzı burnu kayar, kaşı gözü patlar. O kadar hafif atlatamaz yani. Sadede gelirsek Sıla nasıl düşündü bilemem ama ben şöyle yorumluyorum; Sıla Ahmet'in artık onu affetmeyeceğini ve iliskiye yeniden baslama ihtilamallerinin olmadığını anlayinca hem Ahmetten intikam almak icin toplumun kanayan yarasi siddet dem vurdu hemde şarkısı icin bol tik kazandı.
Gerçek mağdurlar Sıla gibi ekonomik bağımsızlığını elde etmiş, kendi ayakları üzerinde durabiken kadınlar değil, babasının evinden gelinlikle çıkarken kulağına bu eve ancak kefenle dönersin sözleri fısıldanan, okutulmamış ezilmiş kadınlardır. Toplumun hassasiyetlerini suistimal ederek kadının beyanını esas alan adaletsiz kanunlara sırtını dayayarak linç kampanyası başlatanlar kadınları asıl mağdur edenlerdir. Süresiz nafaka, erkeğe tazminat yükü gibi adaletsizlikler oldukça, yoldan geçen masum bir erkeğe bir kadın çıkıp beni taciz etti dediğinde olayı yargılamadan muhasebe etmeden erkeği linç eden toplum oldukça gerçek mağdurlar hakkını alamadan suistimalciler böyle prim yapar işte. Elinizi vicdanınıza koyun, söz söyleyen kadın mı erkek mi diye bakmadan önce haklı mı haksız mı süzgecinden geçirin. Yoksa bu hassasiyet yara kaşımaktan başka işe yaramaz.
Sevgilini aldatmak toplum kurallarına aykırıdır, sevgilini aldattığını ve bunu onun canını yakmak için yaptığını yüzüne söylemekte öyledir, bunları yapıyorsan toplum yargıları sikinde değildir yani dayağı yeyince sikinde olmayan topluma götünü dayama çabalarında bizim sikimizde değil.