Melis Kaya'yı en iyi babasız hayatına devam etmek zorunda kalanlar anlar...
Melis Kaya'yı en iyi babasız hayatına devam etmek zorunda kalanlar anlar...
Röportajın tamamı için buraya tıklayabilirsiniz Bianet - Evrim Kepenek
Ahmet Kaya 2000 yılında vefat ettiğinde ardında sadece şarkıları kalmadı. Hayranları, sevdikleri elbette onun ardından göz yaşı döktü ama bir de kızları Melis ve Çiğdem vardı. Ahmet Kaya öldüğünde Melis henüz 13 yaşındaydı.
Ben babamı uzun uzun yaşayamadım ama dolu dolu yaşadım, bunun için yine de şanslı olduğumu düşünüyorum aslında ya da böyle avunuyorum. Anılar tabii çok fazla.
Ortaokula başladığım zaman dağ gibi gövdesiyle okulun merdivenlerinin başında durup yukarıdan bana el salladığı anı hatırlıyorum, müthiş bir güven duygusu dolmuştu içime. Ne zaman ihtiyaç duysam, o an bana vermiş olduğu o duyguya sarılırım.
Çok üzgün olduğunu hatırlıyorum. Sürekli bir keder ve yalnızlık hali, fakat bir yandan da bizlere hissettirmemeye çalışırdı. Sağlığı çok etkilendi. Ülkesini, ailesini çok özlüyordu. Mesela bir gün anneme telefon açıp “Gülten, pazara gidip bana pazarın sesini dinletir misin?” diyor. Bu talebin ve cümlenin etkisini üzerimden atamıyorum.
Dilini, kültürünü, suyununun tadını bilmediğiniz bir ülkede bir anda sıfırlanıyorsunuz. Onun için yürümeyi yeniden öğrenmek gibidir hissi belki de. Sürgünün her türlüsü çok acı, biz de bunu kısmen yaşadık babamla fakat yine de bugünün şartlarıyla yirmi sene öncenin şartları arasında büyük fark olduğunu düşünüyorum. Babam hem sürgünde yalnızdı hem de ülkedeki arkadaşları tarafından çok yalnız bırakıldı. Bu yalnızlık çok hırpaladı, incitti onu.
Bizim hayatımız bir gecede değişti. Bu bir süreç değildi. Bir gecede bütün ülkenin nefret odağı haline geldik. Paris’e gelişinden bir yıl sonra da babamı kaybettik. Bugün demokrat zannedilen ya da addedilen bazı medyatik yüzlerin ve o dönemin gazetecilerinin yaşadıklarımız ve yalnızlığımız karşısında veballeri çoktur, hepsi kendini biliyor.
İnsan arada kanayan ve asla iyileşmeyen bir kesikle yaşamayı öğreniyor. Baba kaybı benim için böyle bir şey. Yokluğu ile başa çıkabildim mi ya da çıkabiliyor muyum bilmiyorum ama yarayla yaşamayı öğrendim.
Çok var. Onunla sıkılmanız mümkün değildir, her zaman orijinal fikirleri vardır. Bir de bence sihirli olan şöyle bir yeteneği vardı; hayatı tutup ucundan ters yüz eder sonra beğenmezse öbür yüzünü çevirir, yine beğenmezse silip yeni baştan yazar hem de her zaman aynı yaşama inadıyla. Vazgeçmezdi yani. Hep güleç ve espiriliydi, en çok da kendiyle dalga geçerdi.
Biliyor musunuz, onun bizimle birlikte olduğu videoları yirmi yıl geçmiş olmasına rağmen ben hâlâ rahatça izleyemiyorum ama fotoğraflar var, şarkılar var. Sesi, gülüşü hep benimle. Sesini milyonlarca insanla paylaşıyor olmak duygusu da bana iyi geliyor.
Ahmet Kaya şüphesiz ki bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük hayran kitlelerinden birine sahip, albümleri rekorlar kırmış bir Abdullah Öcalan sempatizanı, PKK'lı terörist bir sanatçıdır olarak değişmesi gerekiyor başlığın. Bu sanatçı bozuntusunun desteklediği terör örgütünün babasız bıraktığı onca çocuk ne olacak peki? Keşke baban terörist PKKlı olmasaydı Melis.
Ahmet Kaya terörist miydi bilmiyorum. Bölücü müydü bilmiyorum. Ama onlarca kanı bozuk köpek aramızda yaşayıp sefa sürüyorken, zamanında Ahmet Kaya'ya fazla yüklendiklerini düşünüyorum. Sesini, yorumunu ve şarkılara kattığı duyguyu eşsiz seviyorum. İyi ki bir Ahmet Kaya olmuş ve bize sesini ulaştırmış.
vallahi apoyu özledik-Ahmet Kaya------- Dağda ölen gerilların da aileleri var-Ahmet Kaya------ Şehit olan askerlerin de aileleri vardı. 11 aylık BEDİRHAN BEBEK te yaşamayı hak ediyordu.30 yıldır nice şehitler verdik gine olsa gine veririz ama sonucu bu olmamalı.Bu bebek katillerini savunan zihniyet olduğu sürece daha çok şehit veririz.