28 Ekim 1957 doğumlu olan Ahmet Kaya, bugün yaşasaydı 65 yaşında olacaktı. Şarkılarıyla günümüzde adından sıkça söz ettiren Ahmet Kaya'nın ölümünün üzerinden 22 yıl geçti. Peki, Ahmet Kaya nerede, hangi yıl ve nasıl öldü? İşte Ahmet Kaya'nın hayatına dair tüm detaylar...
1957 yılında Malatya'ya göç etmiş olan bir ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya gelen Ahmet Kaya, besteleri ve yorumu ile bir döneme damgasını vurmuştur. 1980 ve 1990'larda çıkardığı albümler ve verdiği konserlerle tanınmış Türk müzisyendir.
İlkokulu Malatya'da okuyan Ahmet Kaya, müzik ile altı yaşında babasının hediye ettiği bağlama ile tanışmıştır. Okuldan geri kalan zamanlarında plak ve kaset satan bir dükkânda çalışmıştır. Ahmet Kaya, ilk albümü olan Ağlama Bebeğim'i 1985 yılında çıkardıktan sonra bazı albümleri yasaklanmıştır ve bir süre cezaevinde kalmıştır. Attilâ İlhan, Can Yücel, Nevzat Çelik, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe ve Ahmed Arif gibi birçok şairin şiirlerini besteyen sanatçı, hayatı boyunca toplam 22 albüm yayınlamıştır. 16 Haziran 1999 yılında Türkiye’den ayrılan Kaya, yargılandığı davalarda 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.
Ahmet Kaya'nın ani ölümü de yaşamı kadar konuşulmuştur. 16 Kasım 2000'de Hoşçakalın Gözüm isimli albümünün kayıtlarını yaparken, Paris'in Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu vefat etmiştir. 43 yaşında ölen Ahmet Kaya'nın naaşı 17 Kasım 2000 yılında 30.000'in üzerinde kişinin katıldığı törenle Paris'in Peré Lachaise mezarlığına defnedilmiştir.
1984: Ya Rıza Şimdi
1985: Ağlama Bebeğim
1985: Acılara Tutunmak
1986: An Gelir
1986: Şafak Türküsü
1987: Yorgun Demokrat
1988: Başkaldırıyorum
1989: Resitaller-1
1989: İyimser Bir Gül
1990: Resitaller-2
1990: Sevgi Duvarı
1991: Başım Belada
1992: Dokunma Yanarsın
1993: Tedirgin
1994: Koçero (Selda Bağcan ile)
1994: Şarkılarım Dağlara
1995: Beni Bul
1996: Yıldızlar ve Yakamoz
1998: Dosta Düşmana Karşı
2001: Hoşçakalın Gözüm
Sonsuz saygı ve sevgiyle 🙏 Işıklar içinde uyu yüreği güzel insan 🤎
Hoscakal gözüm^^
👍 Hakiki sanatçıların başında geliyordu ama beyaz Kürtlerden olmadığı için linç yedi, ülkeden gitmesi için ellerinden geleni yaptılar ve sonunda Paris’te hayata gözlerini yumdu. Akılda kalan ve düşünmemiz gereken demeci şu kanımca “Türkiye cumhuriyetinin devletleşmiş kürtleri, İbrahim Tatlısesleri, Mahsun Kırmızıgülleri varsa Kürtlerin de Ahmet Kayası var” Ne demek istiyor burada, bi düşünün… Hele ki onun yaşadığı aşırı ırkçılık, faşizanlık ve ayrımcılığı baz alırsak Kürt kimliğinin ve savunulmasının bedelini ödeyen nadir insanlardan! Diğerleri seçildi ve kamuoyuna sunuldu ve belki de bu yüzden Kürtler Ahmet kayaları daha çok benimsedi çünkü oynanan oyunun farkına vardılar 😂 Gerçi bunun için gerçek manada demokrat olmalıyız demi?