Ahmet Baran Yazio: Ya Müzik Olmasaydı?

Varlığın anlamını yokluğun sükûnetine teslim edip, umutsuzluğun etrafımızı kuşattığı bugünlerde yaşamlarımızın fonuna kimilerimizin merkezine koyduğumuz müziğin varlığını dahi sorgular oldum.

Merak etmeyin her yaptığıma dostlarımı ortak etme çabası bu soruda da yapışacak yakanıza.

Hiç düşündünüz mü YA MÜZİK OLMASAYDI?

Sanki çok uyuyabiliyormuşuz gibi “ya uyuyamasaydınız?” diye başlayalım öyleyse…

Annemizin güzel sesinden duyduğumuz ilk ninni olmasaydı, huzurun kollarında mışıl mışıl sürdüğümüz sefa pek mümkün olur muydu?

Belki var olmanın en güzel yanı ya da yok olmanın en romantik yolu aşkın, ne kadar anlamsız; göz göze yapılan ilk dansın ne kadar sevimsiz olacağını konuşmaya gerek dahi yok ama ya müzik olmasaydı ayrılıklar bile olduğundan daha tatsız olmaz mıydı?

Sevgilisinden ayrıldığında evine gidip, hüzünlü bir şarkı eşliğinde ağlamayan, kederinin büyük kısmını bir şarkının sırtına yüklemeyen insan evladı var mıdır?

Müziksiz bir dünyada o hüzün dolu yükün altında tertemiz ezilirdik benden söylemesi.

Tütün ve alkol sektörü de yarı yarıya küçülürdü emin olun…

Düşünsenize ne hoşlandığımız insan için oluşturacağımız bir playlist, ne de yolculuklarda bizi hayal deryasının sonsuz denizinde yüzdürecek bir melodi yok bu hayatta…

Çocukluğumuza gidemez, bugüne gelip yaşlanmışız diyemezdik; hatırlayamazdık seni, onu, bizi.

Kulağımızın pası silinmez, ruhumuzun kiri yıkanmazdı.

Ya filmler?

Basit bir senaryoyu masalımsı bir anlatıma kavuşturan, o insana mutluluk ve özgüven aşılayan, filmleri defaten izlemenize vesile olan o harika müziklerin olmadığını düşünelim…

Pulp Fiction, Titanic, God Father, Star Wars gişe rekortmeni olabilir miydi sizce?

Ya starlar?

Müziğin olmadığı bir dünyada tanıyıp sevdiğiniz tüm yıldızların işsiz kaldığını, Zeki Müren'den Tarkan'a, Barış Manço'dan Eric Clapton'a hayatlarımıza kazınan hiçbir şarkıcıyı tanıyamadığımızı, dinleyemediğimizi hayal edelim. “Without music life would be a mistake” diyen Nietzsche haklı olurdu, yazık olurdu…

Müzisyen için daha da acı

Tanrının size verdiği bir çift kanadın kırıldığını,

En sevdiği oyuncağı elinden alınan bir çocuk gibi, 

Sizi siz yapan, sevinçlerinizi, acılarınızı haykırdığınız, insan yanlarınızı yücelten yoldaşınızın vefat haberini aldığınızı düşünün ya da düşünmeyin bahsi bile ürkütücü.

Müzik olmasaydı toplumun varlığını da sorgulamamız icap ederdi…

Milyonların sevgide, beğenide, acıda, hüzünde ama illa aynı duyguda buluştuğu anları hayal edelim, 

Marş söyleyemediğimiz bir zafer,

Tezahüratı olmayan bir maç,

Telefon ışıklarını yakarak bağıra çağıra şarkılar söyleyemediğimiz bir konser hayal edebildiniz mi?  Bence denemeyin bile…

Farkındayız ya da değiliz ama vermeye çalıştığım örneklerden de anlaşılacağı gibi dünya sahnesinde işler ne zaman sarpa sarsa devreye orkestra girer.

Çünkü ruha yalnızca sanat nüfuz eder.

Sanat olmadan gerçekliğin ipuçlarına ulaşmamız mümkün olamaz. Sahte bir hayatın kollarında yaşam gailesi ise yer yüzünün cehennemi olsa gerek.

İyi ki anılarımızın zaman tüneli, sevgide, beğenide ve acıda ama illa aynı duyguda buluşabilmenin mucizesi, dansın varlık sebebi, aklın fitili, muhteşem ses birliği var ve bize cennetten ipuçları vermeye devam ediyor.

Ama pandemi başladığından beri, anılarımızın emekçisi 120 müzisyen artık yok. Geçim, çaresizlik ve açlık sebebiyle intihar etti.

Gündem bizi hızla oyalayıp her şeyi kabullenmek zorunda bırakırken, şuracıkta dursun vicdanımızın sesinde tınlasın istedim.

Sevgim ve dostluğumla….

Instagram

Facebook

YouTube

Twitter

Popüler İçerikler

Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?