Herkesin, nereye koyacağını bilemediği, çaldığı her notaya bütün duygularını yükleyebileceği ve ölümsüz sandığı müzisyenler vardır...
Yaratıcılığıyla var eden, içindeki yaramaz çocukla eğlenirken eğlendiren, dehasıyla “ne iyi ettik de tanıştık ' dedirten müzisyenler.
Biraz daha ipucu verecek olursam, sahnede spor ayakkabılarıyla koşarken birbiri ardına sıraladığı doğuşkanları aylarca transcript ettikten sonra ancak beş benzemezini çalabildiğimiz müziğin ordinaryüs profesörü.
Düşünsenize 23 Grammy kazanacaksın, tüm müzik dünyasının kabulüyken konser sonrası sahneyi toplayan roadielere işleri bitinceye kadar piyano çalacak kadar mütevazı olacaksın, dünyayı defalarca turladığın yetmeyecek, aynı zamanda sevilen bir eş, baba, büyükbaba, akıl hocası, ilham kaynağı ve arkadaş olacaksın…
İşte yetenek insanı yıldız, karakter ise efsane yapar sözünün vücuda gelmiş hali Chick Corea, geçtiğimiz gün 79 yaşında müzik dünyasında bayrakları yarıya indirdi.
Sonsuzluğa uğurladığımızı öğrendiğimde süzülen iki damla yaş eşliğinde tarifsiz bir sızı hissettim derinde.
Pek çoğumuz gibi ölümsüz olduğunu ve kendisiyle aynı dönemde yaşadığımız için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum.
Bugün dünyadaki tüm müzikseverler bu duyguyla başa çıkmaya, kalbinden bir parçayı soğutmaya çalışacak.
“Serüvenim boyunca müzik ateşini parlak tutmamda yardımcı olan herkese teşekkür ederim. Çalmaya, yazmaya, performans göstermeye devam etmeniz en büyük umudum. Kendiniz için değilse de geri kalanlar için.
Sadece dünyanın daha çok sanatçıya ihtiyacı olduğu için değil, eğlenmek için. Benim için bir aile gibi olan müzisyen arkadaşlarım. Sizden bir şeyler öğrenmek ve beraber çalmak benim için büyük bir onurdu.
Benim görevim yapabildiğim her yere neşe götürebilmekti. Bunu hayranlık duyduğum çok sayıda sanatçıyla yaptım. Hayatımın zenginliği budur.”
Elimizin dilimizin döndüğünce konserlerimde yorumlamaya çalıştığım parçalarıyla uğurlamak istedim. Dünyaya kattığın tüm güzellikler, kurdurduğun hayaller, verdiğin ilham ve heves için teşekkürler Maestro Chick. Huzur içinde uyu...