Evet, hepimiz bir zamanlar çocuktuk ve hepimizin kendimizce doğru olduğuna inandığı birtakım sanrıları vardı...Bunun bir farklı versiyonu da radyoların içinde küçük insanların ve orkestraların olduğunu düşünmekti. Yoksa başka türlü nasıl olabilirdi ki?Tuvaletimizi yaparken ya da duş alırken az mı gerildik...Ne yapalım, zihnimizde öyle canlanıyormuş demek ki.Ardından sarhoş olmuşçasına halılarda yuvarlanmak da cabası...O yüzden ezan okununca hafiften bir ürperirdik...Bunlar nasıl bu kadar hızlı şarkı söyleyebiliyor?E sonuçta ikisi de turuncu...Haberlerde 'trafik canavarı' diye bahsedilen şey, elbette ki bir canavar olmalıydı...TV'yi az parmaklamamışızdır.İçten içe hem korkar, hem de merak ederdik.E n'apalım? Onlar da takmasalarmış.Evleniyorsun ve hooop, bir anda doğurganlık özelliğine kavuşuyorsun.Büyüklerimizin söylemlerinin de bunda etkisi olduğu açık tabii.E adı Temel olan birinin Karadenizli olmama ihtimali yok ki...ATV haberin spikeri Ali Kırca ile Komedyen Levent Kırca'yı kardeş sanan bir topluluk vardı ve sayımız hiç de az değil...Kazara ayağımız yatağın dışına çıksa alelacele hemen yorganın içine alırdık.Biraz spesifik olabilir ama sayımız hiç de az değil...Peki sizin çocukluk sanrılarınız neydi?
Tarkan'in ölürüm sana şarkısında "o da benim gibi götü karamelli" der sanırdım :)
pek bir gerizekalıymışsınız :D
Siz nasıl gerizekalı çocuklarmışsınız