Bu filmleri izledikten sonra birinin size her şeyin yoluna gireceğini söylemesine ihtiyaç duyabilirsiniz... İşte battaniyeniz ve çayınızla izlemenizi tavsiye ettiğimiz, sizi derin bir melankoliye sürükleyecek birbirinden harika 10 yapım:
Tek bir olayla birbirine bağlanan dört hikaye. Fas'ta Amerikalı bir aile, yeni tüfekleriyle iki erkek kardeş, oğlunun düğününe katılan Meksikalı bir kadın ve Tokyo'da romantik ve cinsel açıdan aradığı tatmini bulamayan dilsiz bir kız...
Issız mekanları, uzun çekimleri ve yansıttığı gergin ilişkilerle bunalıma sürükleyici bir film 'Babel'.
Marwan ikizleri annelerinin son arzusunu yerine getirmek için Orta Doğu'ya seyahat ederler. Orada, annelerinin gerçekte kim olduğunu da keşfedeceklerdir.
Bir kadının mücadeleleri, yenilgileri ve zaferlerini anlatan destansı bir hikaye... Oldukça sert bir açıklıkla aktarılmış olan hikayenin sonunun uzun süre kendinize gelememenize neden olması olası.
Oliver, hayatının son yıllarında eşcinsel olduğunu açıklayan babasının ölümünün ardından depresyona girer.
Ewan McGregor'ın köpeğe dairesini tanıttığı ilk sahneden itibaren, film yalnızlık ve depresyon hissiyle dolup taşıyor. Bu açıdan Zach Braff'ın yönettiği 'Garden State'e benzer bir havası var denebilir.
Suç ve şiddetin bir araya getirdiği karakterlerin hikayeleri bir fotoğrafçının sanatsal perspektifinden aktarılıyor.
Brezilya yapımı 'Tanrı Kent' hareketli, cesur, acımasız ve affetmez; ancak aynı zamanda incelikle insan doğasını irdeleyen bir film.
Hikaye 15 yaşındaki Michael ile 30 yaşlarındaki sevgilisinin hayatını gözler önüne seriyor.
On yıllara yayılan hikayede, şehvetin, kuşkunun ve intikamın doğası incelenirken; aynı zamanda sevginin ve sarsılmaz bir pişmanlığın birbirine bağladığı iki yaşam sorgulanıyor.
13 yaşındaki Renato'nun gözünden aktarılan hikaye küçük bir Sicilya kasabasında geçiyor. Bir savaş dulu olan Malena, tüm kadınların kıskandığı ve erkeklerin takıntı haline getirdiği biridir.
Hikaye orijinal olmasa da bu filmi harika kılan şey oyuncuların performansı. Monica Bellucci film boyunca 100 kelimeden az konuşuyor, ancak canlandırdığı karakter gibi seyirciyi etkisi altına almayı başarıyor.
Kazuo Ishiguro'nun aynı adlı romanından uyarlanan film, 'dış dünya'yı ilk kez keşfeden ve insanlara organ sağlamak için üretilmiş birer klon olduklarını öğrenen üç gencin yürek burkucu hikayesini konu alıyor.
Tüm film, melankoliye batmış durumda. Kader, yazgı ve hayatın anlamsızlığı gibi kavramlar lirik bir dille aktarılıyor.
Yedi yabancıya yardım etmekle görevli bir adamın hikayesi.
Filmi Will Smith götürüyor desek yanlış olmaz. Kovalarca soğanı doğrayan yetenekli ninjalar da cabası.
Kore Savaşı'nda savaşmaya zorlanan iki erkek kardeşin hikayesi.
Bu Kore filmi 'Band of Brothers'daki savaş sahnelerine rakip olacak güzellikte savaş sahneleri barındırıyor.
Hayat mücadelesi veren bir müzisyen, 60'larda folk müziğin yeniden canlandığı sırada New York'taki Greenwich Village'da biraz kafasını dinlemek ister.
Listedeki diğer filmlere göre oldukça yumuşak olan bu filmin içler acısı bir hikayesi olduğu söylenemez; ancak bu denli yetenekli birinin mücadelesi ve başarısızlığına şahit olmak içinizi melankoliyle dolduruyor. Filmin müzikleri ise bir harika.
Ve elbette bir dönemin gençliğini eritmiş olan 2000 yapımı Bir Rüya İçin Ağıt / Requiem for a Dream...