Ağır Ol Sosyal Medya

Sevgili dostlar herkese selamlar,

Efendim, nereye baksanız, hangi köşeye dönseniz bir sosyal medya furyasıyla karşılaşıyorsunuz son yıllardır. Yaşı küçük ama sanki sosyal medyayla doğmuşuz gibi bir his çoğumuzda. Azıcık uzak kalınca özlem tavan kimilerinde. Oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi feryatlar, figanlar. Facebook, Instagram, Twitter, TikTok... Herkes bir şeyler paylaşma derdinde. Kimileri de paylaşılanı gizli açık takipte…

Lakin işin özüne indiğinizde, zihinlerde yankılanan bazı sorular da var.

Bilim insanları pek seslerini duyuramasalar da araştırmışlar. Bu sosyal medya bizi gerçekten mutlu ediyor mu, yoksa aslında biz farkında olmadan canımızı mı sıkıyor? Cevabı bildiniz ama ben söylemeyeyim şimdi, bu ara uzak canımız başka yerden sıkılı, tuz biber ekmeyeyim…

Bir de tabii çeşitli etkileri var. Mesela fazla kilo. Yanlış okumadınız. Fazla kilo!

Zamanın birinde, memleketin birinde... Yenilmeyen teknolojiden bihaber, doğayla iç içe yaşayan insanlar vardı. Elbette o zamanlar instagram story’lerinde olmadığından, herkes sakince, kendi halince yaşardı. El alem ne der vardı ama gören el alemin sayısı da azdı. Kimse halini ne göstermeye, kabahat değilse ne de saklamaya uğraşırdı. Huzurun endeksi yüksek kaygınınki dozundaydı…

Şimdiye gelip bakalım mı? Sabah kalkar kalkmaz ilk iş telefonu eline almayan sosyal medya kullanıcısı var mı? Açılır Instagram, son paylaşımlar çek edilir, elin oğlunun paylaştığı fotoğraflara iç geçirilir. Meşhur influencer’lar, zayıf mavi tıktık modeller... Bunlar öyle parlak fotoğraf koyar ki, insan kendini koca bir köfte gibi hisseder. Hemen akıllara diyet gelir lakin o da nereye kadar?

Ayni zamanda bir çikolata reklamı yayıldıkça yayılır. Zaten 3 kişiden biri ya gurme ya da sağlıklı beslenme önericisi, hiç aklında yokken mideni kazındırıverir. Bir bakmışsınız çikolata paketini açmışsınız bile. Yemesi kolay da, peki sonrası? 

Bu döngü böyle devam eder. Döngü olduğunu anlamadan insan. Bir gün düşünür ne ara aldım bu kiloları. E cancağzım sıkıldın yedin, özendin yedin, canın istedi yedin. Ne olmasını bekledin? demezler mi :)

Eski mahallelerin bir dokusu vardı. Sokakta oynayan çocuklar, ip atlayanlar, seksek oynayanlar... Sosyal medyadan bihaber her yaşta insan. O yüzden fittiler, o yüzden sağlıklıydılar. Yüzlerde filtre, bedenlerde photoshop yoktu. Şimdilerde ise durumlar farklı. Bir bakıyorsunuz eski dostunuz laptop karşısında çökmüş, 7/24 sosyal medyada. “Çok zaman geçirmiyorum.” diyor, telefonun sayacı aynı söylemiyor! Ne spor kalmış, ne sağlıklı yaşam. Kilo almış, gönül kırgın.

Aslında çözüm basittir. Sosyal medya sınırlı kullanılmalıdır. Yaşamın her anını paylaşma derdine düşen insanlar yerine, gerçek hayatın tadını çıkaran bireyler olmak filan. 

Kalkın ve yürüyün, bir spor salonuna yazılın, yeni hobiler edinin, sağlıklı yemekler yapın, kendi imzanız olsun. 

Unutmayın dostlar, sosyal medya herkesin gösteriş ya da satış yaptığı bir platform, her zaman gerçek olmayan hayatların süslenip püslenmiş halleri.

Sosyal medyanın büyülü yolu, sizleri kendi yolunuzdan alıkoymasın diyeyim istedim.

Hazır instagrama mecburen birkaç saat ara verilmişken, değerlendirelim. 

Zinde kalın, bir sonraki yazıya kadar esen kalın. Beni de sosyal medyadan takip etmeyi hatırlayın :)

Instagram

Facebook

X

Web

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!