Yılmaz, haberinde şu satırları kaleme aldı:
Afganistan’daki savaş ve Taliban korkusundan Türkiye’ye göç eden Afganlar, Bitlis’in Tatvan ilçesinde Rahva Düzlüğü denilen yerde bulunan bir alt geçitte beklemeye devam ediyor.
Ankara, İstanbul, Konya gibi illere gitmek için insan kaçakçılarından talimat bekleyen göçmenlerin yanında aralarında Türkçe konuşan ve yaşları 25 ile 30 arasında değişen iki erkek ile karşılaştık. Sürekli hareket halinde olan ve göçmenlere talimat veren bu kişilerin insan kaçakçısı olduğunu öğreniyoruz. Göçmenlerin yanlarına ilk yaklaştığımızda, gelişimizden rahatsız oldukları hemen anlaşıldı. Aralarında adının Emrah olduğunu öğrendiğimiz kişi, “Bakın o insanları iki gruba ayırdım. Birbirine karıştırmayın, fotoğraf çekecekseniz de, ayrı ayrı çekin ve sakın beni çekmeyin” diye uyardı.
Ben de adının Emrah olduğunu öğrendiğim şahsa yaklaşıp göçmenlerle ilgili sorular yönelttim. O sırada telefonla konuştuğu için sürekli eliyle bana ‘bekle’ işaret etti yaparken, diğer yandan da telefonda konuştuğu kişiye, “Sen nerede kaldın, gel göster seninkiler kim? Yarım saate göndereceğiz” diyordu.
Böyle giderse ülke atomlarına ayrılacak, Türkiye diye bir yer kalmayacak. Bunu diğer sorunlar ile karıştırmayınız. Ülke tarihinin en büyük sorunudur. Ülkemizde mülteci İSTEMİYORUZ!!
İlerde çok pişman olacağız, ses çıkarmadığımız için ama iş işten geçmiş olacak
Hey yavrum hey soydaşları için ambargoyu göze alarak Kıbrıs'a giren Türkiye'den Araplara peşkeş çeken, ülkeyi göçmen çöplüğüne çeviren, geleceğimizi riske atan Türkiye'ye. Üstüne o dönemde yaşananları göz ardı edip insanların girdiği ekmek-tüp kuyruklarıyla iktidarda tutunmaya çalışan bir idare ve o idarenin gazıyla çakma milliyetçilik naraları atan zavallıların ülkesinde yaşıyoruz.