'Ben Atatürk'ü çok iyi hatırlıyorum. Türkiye ve Afganistan arasındaki iyi ilişkileri hatırlıyorum. Keşke Atatürk'ü daha çok dinleselerdi, onun yolundan gitseydi. O zaman bunları yaşamazdık.'
'Taliban'dan neden kaçtığımız soruyorsunuz. Ben Taliban ilk kez geldiğinde, bu ihtimal doğduğunda genç ve başarılı bir gazeteciydim. Buna rağmen Pakistan'a kaçtım. ancak Taliban Pakistan'da da etkiliydi. Onlarla görüşmek istedim bir gazeteci olarak. Üstelik BBC için çalışıyordum. Amam bana cevap vermeyip biz kadınlarla konuşmayız dediler. Beni cezalandırıldılar. Bundan sonra Pakistan'dan da kaçıp ABD'ye yerleştim.
20 yıldır ülkemden uzaktayım. Ben ülkemde hiç barış görmedim. her gece rüyamda barış dolu bir ülke görüyor ve ağlıyorum. Bir şiirle açıklayayım bunu: Anı unutmaz, hafıza yanılmaz. Hep kalbinizde taşırsınız bunu.
Ülkeme sadece bir kere bir konferans için gitti 2012 yılında. Sonra hemen geri döndüm. gittiğimde toprağı öpmüştüm. Bir zamanlar sokaklarda kadınlar özgürce gezerdi. Kültürel olarak Afganistan'da her şey değişti.
Umudum var ama artık kimseye güvenmiyorum. Joe Biden Başkan Yardımcısıyken ülkeme gelmişti. O zaman kız çocukları ona bizi kurtarın, yalnız bırakmayın, doktor olmak, mühendis olmak istiyoruz demişlerdi. Biden da onlara yadım etme, yalnız bırakmama sözü vermişti.
Şimdi ABD Başkanı olan Biden'a ben soruyorum. Afganistan'daki çocukları, kızları yalnız mı bırakacaksınız? Kaderlerine mi terk edeceksiniz?
Orada işimiz bitti diyorlar. Uluslararası kamuoyuna, tüm dünyaya sesleniyorum. Bizi yalnız bırakmayın. Taliban'ı gözlemleyin. Gerçekten değişip değişmediklerine bakın. eğer değişmişlerse saygım sonsuz. Ama her şey eskisi gibi olacaksa dünya bizi yalnız bırakmasın. Ben burada olsam da nefesim yettiğince Afgan halkına ve Afgan kadınlarına yardımcı olacağım, seslerine ses olacağım.'