Bugünlere kolay gelmemişiz...
Bugünlere kolay gelmemişiz...
Bir zamanlar sperm hücrelerinin içinde mikro boyutta insanların bulunduğuna ve bu insanların rahme yerleştikten sonra spermden ayrılıp orada yavaş yavaş büyümeye başladığına inanılıyordu.
Orta çağda bir çiftçi, mahsulünü yediği gerekçesiyle tırtılları dava etti. Tırtıllar duruşmaya gelmeyince yargıç tarafından aforoz edildiler.
Cadı salgını döneminde cadıların her türlü kötülüğü yaptığına inanılıyordu. Öyle ki, bazı insanlar cadıların penislerini çaldıklarını ve rehin olarak tuttuklarını iddia etti. Üstelik cadılar penislerle konuşup sahibiyle ilgili gizli bilgilere de erişebiliyorlardı.
Eski bilim insanları arıları minik ve saldırgan bir kuş türü olarak tanımlamış ve boyutlarına rağmen hayatta kalmalarından dolayı üstün özelliklere sahip olduklarını iddia etmişti. Hatta arılar kendi medeniyetlerine sahipti ve kovanlar birbirlerine savaş açabiliyordu. Hatta ve hatta yasalara aykırı davranan bir arı suçluluk duygusundan dolayı intihar ediyordu.
Orta çağ döneminde bir mahkeme brüksel lahanalarının şeytanı içinde barındırdığına hükmederek kesilmelerini yasaklamıştı. Çünkü kesikler kötülüğün dışarı çıkmasını sağlayabilirdi. Belki de lahanayı kaynatmayı denediler ve çıkan koku üzerine böyle bir yorumda bulundular. Kim bilir?
Yakın bir geçmişe kadar ruh hastalıkları ve bazı diğer bozukluklar lobotomi adı verilen vahşi yöntemle tedavi ediliyordu. Doktorlar herhangi bir uyuşturucu ya da sedatif kullanmadan hastanın göz bölgesine çekiçle buz kıracağı çakıyor ve ardından beynin belirli noktalardaki bölümlerini keserek hastanın duygulardan tamamen arınmasını sağlıyordu.
20. yüzyılda bazı Amerikalı doktorlar bir bebeği düzensiz beslemenin (çok fazla ya da çok az) onu komünist yapacağına inanıyordu. Onlara göre bir bebeğin komünist olmasını sağlayan diğer nedenler arasında ağlayan bebeği sakinleştirmeye çalışmak ve çok fazla sıvı gıda vermek bulunuyordu.
Komünist bebek fikrinden daha çılgınca olan bir başka fikir de, bebeklerin acı hissetmeyen canlılar olduklarına inanan doktorlardı. O yüzden bebeklerin çeşitli operasyonlar esnasında uyuştucu ya da sakinleştiriciye ihtiyaç duymadıklarını düşündüler.
Birkaç yüzyıl öncesine kadar böyle bir uygulama gerçekten vardı. En meşhur kurbanı da Oliver Cromwell'di. Öldükten birkaç yıl sonra mahkeme kararıyla mezarından çıkarılarak asıldı.
Domatesler uzun bir süre boyunca epey suçlamaya maruz kaldı. Yiyeni öldüren kötücül bir sebze olduğuna, cadıların hizmetkarı olduğuna hatta bir çeşit kurtadam olduklarına dahi inanıldı. Bugün neyse ki yalnızca sebze mi yoksa meyve mi olduklarını tartışıyoruz.
Orta çağda bile son derece absürt bir fikir olan düz dünyanın bugün dahi pek çok alıcı bulması bu listenin kapanışını yapacak kadar şanlı bir olay doğrusu.
Domates meyve tartisilacak bir sey yok. Merak eden arastirabilir.
#10 https://www.youtube.com/watch?v=820Do51DY88 #11 düz dünyacılar hala daha zırvalamaya devam ediyor
İyi güzel gırgır geçiyoz şimdi. Günümüzün bilinmeyeni olan kara delik, başka boyutlar gibi kavramlarda her kafadan bir ses çıkıyor. Muhtemel 300 500 yıl sonra bizim bu yıllarla da sağlam kafa yapacaklar :)