Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Yönetim Kurulu’ndan Avukat Şule Recepoğlu, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinde polis operasyonuyla biten ve üç kişinin öldürüldüğü rehine eyleminin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatlarla ilgili açıklamalarının ardından bugün yaşadıklarını anlattı.
Recepoğlu, üstlerinin aranmasını neden kabul etmediklerini şöyle açıkladı:
“Avukatların müvekkillerine karşı sorumluluğu çerçevesinde üzerimde taşıdığım deliller, ifadeler gibi tüm belgeler savunma hakkı kapsamında gizliliğe tabidir ve müvekkilimle benim aramda sırdır. Müvekkilim ve benim aramda gizli kalması gereken belgelere üçüncü bir kişinin erişimi olamaz. Karşılık olarak havalimanı, alışveriş merkezi gibi yerlerde de arama yapıldığı söyleniyor ancak adliye benim mesleğimi ifa ettiğim ve bu hakkın kapsamındaki bir mekan, bu nedenle farklı bir statüde.”
“Bu hakkımız, Avukatlık Kanunu’nun 58. Maddesiyle güvence altına alınmış durumda, dolayısıyla üst araması dayatması, kanuna da aykırı.”
Avukatlık Kanunu’nun 58. Maddesi şöyle: “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.”
Recepoğlu, güvenlik görevlilerinin, avukatların kabul etmediği elle aramaya gerekçe olarak “Savcılığın talimatını” gösterdiklerini söyledi ve “Hiçbir yönetmelik ve talimat kanuna aykırı olamayacağından bu talimatın hukuken geçerliliği yok, üst araması yapmak isteniyorsa kanunun değiştirilmesi gerekiyor” dedi.
Ayça Söylemez - Bianet