Hissediyorlar, farkındalar...
Hissediyorlar, farkındalar...
1924 yılında, Japonya'da bir profesör, üniversiteye her gün gidip geldiği tren istasyonunda yavru bir köpek bulur. Safkan Akita cinsindeki köpeği besleyip büyütür. Hachiko, sahibini her akşam tren istasyonunun çıkışında karşılar. Ancak bir gün profesör ölür. Hachiko aynı yerde beklemeye devam eder ama gelen giden yoktur. Her gün oraya gidip bekleyen köpek kısa zamanda ünlenir ve beklediği yere heykeli dikilir, filme konu edilir.
İşte Hachiko gibi sevgi yoğunluğu ile büyütülmüş köpekler, sahipleri öldüğünde bile yanlarından ayrılamıyorlar. Bir de böylesine sadık olan köpeklerden diğer örneklere bakalım:
Brezilya'daki felakette 600'den fazla insan hayatını kaybetmişti. Ölenlerden biri de Cristina M.C. Santana'ydı. Köpeği Leao, Santana'nın mezarı başından ayrılmıyor. Karnını doyurmak için ayrıldıktan sonra tekrar tekrar mezarın başında nöbet tutuyor.
Miguel Guzman adlı adam, 2005 yılında oğluna Capitan'ı alır. 1 yıl sonra Guzman ölünce Capitan evden kaçar. Aile, köpeği uzun aramaların sonucunda Guzman'ın mezarı başında bulur. Üstelik mezarın yerini bilmemesine rağmen. Bu sadık köpek, sahibinin mezarını ziyaret etmeye devam ediyor.
2005 yılında vefat eden Bolulu gazeteci Satılmış Tan’ın köpeği, 8 yıl boyunca sahibinin mezarında bekliyor. 8 yılın ardından belki hala oralardadır. 😔
17 yaşındaki Bhaskar Shri adındaki Hindistanlı gencin ölümünün ardından mezarı başında bekleyen Tommy, 15 gün boyunca oradan ayrılmayınca bir deri bir kemik kalmış.
Cenaze aracını takip ederek mezarlığa geliyor ve orada bir mezarın başından hiç ayrılmıyor. Bir ay boyunca burada yatıp kalkıyor.
Daha sonra köpeğin aşırı zayıfladığını gören mezarlık görevlileri, bu vefakar köpeği kendi elleriyle beslemeye başlamış. Durumdan haberdar olan Bayraklı belediyesi de köpeğe sahip çıkarak onu bakım evine almış. İsmini de Öksüz koymuşlar.
17 Mayıs 2010'da, 30 kişinin öldüğü maden faciasında hayatını kaybedenlerden biri olan 23 yaşındaki Erdem Alkan, babasının söylediğine göre köpeklere fazla düşkün biriymiş. Badi isimli köpeğini yavruyken bulmuş ve büyütmüş. Kazada hayatını kaybettikten sonra ise Badi, her gün sahibinin mezarı başına gidip saatlerce orada bekliyormuş.
Önünde beklediği hastanede hayatını kaybeden sahibini 1 yıl boyunca beklemeye devam ediyor. 😔 Hastane çalışanları bir süre sonra ona bakmaya başlamış.
Sahibi İsmail Öztürk, Zozo'yu henüz 1 haftalıkken almış ve ona çocuğu gibi bakmış. Zozo, sahibini kaybettiğinde ise onun mezarını ziyaret etmediği gün olmuyor. İsmail Öztürk'ün mezarı üzerinde bir süre yattıktan sonra ertesi gün tekrar geliyor.
Fotoğrafta sahibiyle birlikteler. 😔
Çin'deki bir köyde Lao Pan adındaki adam 68 yaşındayken hayatını kaybettikten sonra, köpeği uzun bir süre ortalıktan kaybolur. Daha sonra yaşlı adamın mezarı başında olduğu görülür. Onu oradan ayırmayı başaramazlar, her defasında mezarın başına gider. Köylüler bu durumu kabullenince köpeğe yiyecek götürmeye başlarlar.
Küçükken bizim semtte Fehmi abinin Duman diye bir köpeği vardı hepimiz onunla oynar severdik..Apartman yöneticisi Halim diye bir lavuk vardı kıskanç sinsi iğrenç bir tipti defalarca belediyeye ihbar etti köpek çocuklara saldırıyor diye..Kaç defa götürmeye kalktılar bütün mahalle ayaklandı kardeşim yok öyle bişey yalan dolan diye..Fehmi abi defalarca karakolluk bile oldu..Bigün bağırış seslerine uyandım baktım Fehmi abi diz çökmüş hüngür hüngür ağlıyor herkes aşşağı indi Duman zehirlenmiş ölmüş..O gün Fehmi abi haykırıp dedi ki ;Dilerim Allah'tan kan kusa kusa bağıra bağıra ölürsün Halim..Bikaç yıl önce mahalleden eski arkadaşımla internetten konuşuyorduk konu konuyu açtı ve konu Halim'e geldi..Adam harbiden kan kusa kusa ölmüş..Burnundan ağzından kanlar fışkıra fışkıra ölmüş..Şimdi bunu neden anlattım ya da bundan ne çıkarmalıyız pek bir fikrim yok ama hayvanları ve özelliklede köpekleri sevin lan zarar vermeyin amk..
Köpek kelimesini aşağılama sıfatı olarak kullanan kişilerde hayvan sevgisi yoktur.Hayvanı sevmeyen insanı hiç sevmez.Ve hepsinin ağzına sıçayım.
Hani siz bayramdan bayrama bile vefa gösterirken üşeniyorsunuz ya. İşte köpek kelimesini aşağlama olarak söylemeden önce 2 kere düşünün. Kaburgalarım ezildiğinde 2 gün boyunca yatağımın başındna ayrılmadan her ah dediğimde kalkıp nefesimi kontrol eden, evde biri hasta olduğunda o iyileşene kadar bir türlü kendine gelemeyen, evdeki en ufak üzüntülü-stresli durumda dünyanın yükü omuzlarına binen iki oğluma selam olsun. " Yok köpek beslenir mi?" ile başlayıp, köpek olan eve yok o girmez, yok o olmaz bu olmaz diyenler içinde. "önce siz bir köpeğin yarısı kadar çıkarsızca sevmeyi öğrenin de, ondan sonra konuşuruz"