Gandhi, eğer ölecekse Tanrının takdiri olacak diyerek doktorların karısına penisilin uygulamasını reddetti, bu da karısının ölümüne sebep oldu. Ama kendi hayatını kurtarmak için kinin adlı ilacı kullanmaya başladı ve iyileşti.
Eski Birleşik Devletler başkanı Lyndon Johnson, penisine 'Jumbo' adını verdi ve bunu afişe etti.
Yaptığı diğer rezilliklerden biriyse, pisuvarı kullanırken yanına başka biri geldiğinde, arkasını dönüp penisini sallayarak 'HAYATINDA BU KADAR BÜYÜK BİR ŞEY GÖRDÜN MÜ?' diye sorması.
Dr.Seuss, karısı kanser ve depresyonla boğuşurken, başkasıyla bir ilişki yaşıyordu. Karısı kendini öldürdükten bir kaç ay sonra da metresiyle evlendi.
Eski ABD Başkanlarından Grover Cleveland, bir kıza cinsel istismarda bulundu ve eğer birine gidip söylerse, onun gayri meşru tecavüzden olma çocuğunu taşıdığını halka duyurup, rezil edeceğini söyledi.
Henry Ford, Hitler'e hayrandı ve o zamanlarda yeni moda olan Hollywood Sinema Endüstrisi'nden nefret ediyordu, çünkü Yahudiler tarafından yönetilip, propagandalarını yaptıklarına inanıyordu.
Mark Walhberg, 1988'te sebepsiz yere yapılan ırkçı saldırı sonucu sadece 45 gün hapiste yattı, üstelik saldırı sonucunda 2 kurbandan 1i'ni kör bırakmasına rağmen. Başlangıçta cinayete teşebbüsten suçlandı. Ancak sonuç kurbanların lehine olmadı.
Picasso'nun karısına karşı korkunç davrandığı, bir çok metresinin olduğu, bir tanesinin kendini öldürdüğü, iki tanesinin duygusal travma sonucu akli dengesini yitirdiği söyleniyor.
Bill Murray'in eski karısı, kocasının ona şiddet uyguladığını, dövdüğünü iddia etti ve Murray bunu hiçbir zaman reddetmedi.
Ünlü basketbolcu Karl Malone, Üniversite son sınıftayken 13 yaşında bir kızı hamile bıraktı ve ardından çocuğa babalık yapmayı reddetti. Şimdilerde gayri meşru oğlu Demetrius Bell NFL'de umut vaadeden başarılı bir futbolcu.
Rock-n-roll'un öncülerinden Chuck Berry gittiği restoranlarda kadınlar tuvaletlerine gizli kamera yerleştirirdi ve cinsel fetişi için bunu kullanırdı.
Beethoven bir çok kişinin 'kahraman'ı olabilir, ama pekte iyi bir insan olduğu söylenemez. Üvey kardeşiyle berbat bir ilişkisi vardı ve onu 'Gece Kraliçesi' diye çağırırdı. Hayatının 10 yılında kadının oğlu Karl'ı ondan almaya çalışmakla uğraştı. Sonunda Karl'ın vesayeti kendine geçince kadının itibarını lekelemiş oldu ve çocuğa berbat ve istismarcı davrandı. Karl, testislerinin etrafında bir çubukla gezerdi ve Beethoven kızgın olduğu zaman çocuğu sopayla çekerdi. Velayet için uğraştığı o 10 yıl boyunca neredeyse hiç beste yapmadı.
Miles Davis kadına şiddetin önde gelen isimlerindendi ve genel olarak kafayı sıyırmış biriydi. Ama tüm bunlar olurken, aynı zamanda harika bir müzisyendi.
Thomas Edison, Topsy adlı bir fili öldürdü. Topsy, (onu taciz eden 1 adam olmak üzere) etrafındaki 3 adamı öldürmüştü. Edison'da onun infazı için gönüllü oldu. Edison'ın rakiplerinden biri olan George Westinghouse'un geliştirdiği Dalgalı elektrik akımı kullanarak hayvana işkence çektirdi. Topsy siyanürle acısız bir şekilde uyutulabilirdi, ama Edison ortaya bir 'piyes' çıkarmak istedi.
Hatta zavallı fil Topsy'nin idamını görmek isteyenler buradan izleyebilir. Ama tavsiye etmiyoruz, özellikle hayvanseverseniz veya bir vicdanınız varsa.
Miller'ın Down sendromlu bir oğlu oldu. Miller onu hemen bir kuruma yerleştirdi ve hiç bir zaman ziyaret etmedi. Ayrıca anılarını yazdığı kitabında ondan asla bahsetmedi.
Bill Cosby tam bir zampara olarak biliniyordu ve cinsel istismardan dolayı suçlanmışlığı vardı. Temple Üniversitesi'nde çalışanlara göre Cosby tam bir A sınıfı pislikti.
Nevada'dayken sebepsiz yere bir adam öldürdü.
Ünlü Alman Filozofu, Sein und Zeit'ın yazarı, bir naziydi. Yaptığı işlerden, eserlerden dolayı Jean-Paul Sartre ondan bahsetmeye başlayınca, birazcık kendine çeki düzen vermeye çalıştı. Harika bir filozoftu, ama harika bir insan değildi. İş arkadaşları, öğrencileri ve hatta aile üyeleri bile bazen onun katı kararlarına şaşırıyorlardı.
Halle Berry birden fazla çarpıp kaçma vakasına karıştı.
Bir kadını ölümüne dövmüşlüğü var.
Amerika Yerlileri'nin etnik temizliğinin yanlılarıydı. Buna rağmen anıtları var.
Malcolm in the Middle'da oynayan Frankie Muniz, sarhoş, dejenere olmuş ve kız arkadaşına silah doğrultmuş sonra da kendini kızın önünde vurmakla tehdit etmiş bir pisliğin tekiydi. Meskun mahal'de deli gibi hız yaparak küçük çocukları korkuturdu ve kendini 'serseri' ilan ediyordu. Komşu çocuklarına çarpmışlığı da var.
Taylor Swift Nashville'de bir kafeye girdi. Garsona göre tavırları çok şımarıktı. Gitmeden önce, 'Kime bahşiş bırakayım?' dedi. Garsonlar şaşırmıştı, ancak sonradan anladılar ki, Taylor Swift'in bahşişten kastı imzalı resmiydi. Patron ve garsonlar bunun çok kaba olduğunu düşündüler ve resmi duvara asıp, üzerine bıyık, kulak vb. çizdiler.
Shania Twain konser için gittiği şehirlerden birinde at binmeye karar verdi. İddialara göre yaşlı bir kadın, yeğenine imzalı fotoğraf için yalvardı ancak Shania Twain 'Çekin şunu şurdan.' diye kadını uzaklaştırdı.
David Bowie, hayranı olan 14 yaşındaki Lori Maddox'un bekaretini bozdu. İllegal olduğunu bilmesine rağmen.
Benjamin Franklin Hellfire Club adı verilen bir seks kulübünün üyesiydi. Aynı zamanda evinin kazı çalışmaları yapıldığında toprağın altında bir kaç insan iskeleti bulundu. Kendi mi öldürdü yoksa ondan önce orada yaşayan insanların mı eseri, henüz bilinmiyor.
Ayn Rand en meşhur eserlerini, uyuşturucu etkisindeyken yazdı. Aynı zamanda çocuk katili William Edward Hickman'ın da büyük hayranıydı.
Zach Braff Punk'd tarafından şakaya uğradığında bir çocuk yeni Lamborghinisine grafitti yapıyordu. Çocuğu dövmeye başladı ve 'şakalandığını' öğrendikten sonra da dövmeye devam etti.