Evet, insanlar ülkelerini temelde sadece ve sadece adalet olmadığı için terk ederler. Adalet her şeyin üzerine inşa edildiği öyle bir olgudur ki, o olmadığında ülkede hiçbir şey eşit dağılmaz. Yani adalet sebeptir, diğerleri sonuç. Eğitimde eşitlik olmaz, sağlıkta eşitlik olmaz, vergilendirme ve gelir dağılımında eşitlik olmaz, sporda eşitlik olmaz, seçimlerde eşitlik olmaz, hele insan haklarında hiç mi hiç olmaz… Kısacası olmaz oğlu olmaz.
İşte ülkemizde de bahsettiğimiz alanlarda yaşanan tüm ama tüm sorunların en temel kaynağı adaletin olmamasıdır. Adalet olmadığında sistematik hırsızlık ülkeyi sarar, kaynaklar eşit dağılmaz ve bu durum tüm sosyal yapıyı bozar. He bu arada yapanın yanına kar kalır argümanını bizim ülke için kullanamam çünkü hukuk bazılarına son derece babacan ve sevecen (!) yaklaşırken, suçunun ne olduğunu dahi bilemeyecek kadar küçük yanlış yapanlara olabildiğince gaddar, acımasız ve dengesizce uygulanır.
Adaletsizlik normal yaşamınızı nasıl etkiler ve sizi yaşadığınız ülkeden nasıl soğutur net örnekler ile anlatayım. Hafta içi bir gün gecenin 12’sinde Karaköy’de dakikada iki araba geçmeyen bir sokağa 15 dakikalığına arabanızı bırakır ve koşa koşa açık olan mağazadan bir şeyler alıp geldiğinizde arabanızı yerinde bulamazsınız. Gecenin o saatinde arabanızın çekildiği yeri öğrenir, bir dünya para öder evinize gidersiniz. Sonra düşünürsünüz ya kardeşim gecenin Allah kulunun geçmediği yerdeki arabayı çeken polisim ve devletim bana bu kadar hassas iken Göztepe Orta Bahar Sokak’tan Fahrettin Kerim Gökay Caddesi’ne çıkan ana arter olmuş iki şeritli yolun, park yasağına rağmen sağ şeridini komple kapatanlara senelerdir neden bir şey yapmaz? Trafik özellikle akşam saatlerinde cinnete koşarken siz “nerede bu yolu haksızca kapatan araçları çekecek trafik yetkilileri?” dersiniz. Sonra birden sizin arabanızın çekildiği yerdeki vale şirketleri ile oralarda fink atan çekicilerin kanka olduğunu hayal eder, hayaliniz eşliğinde on dakikalık yolu yarım saatte geçerek kaderinize razı evinize gidersiniz.
Aynı durum güzide maliyemizin uygulamaları için de geçerlidir. Akşam evinize geldiğinizde bir bakarsınız kapıya yapıştırılmış bir kağıt ve üzerinde bir yazı: “çabuk x vergi dairesinde beni ziyaret et” Her şeyi kayıtlı, kuruşu kuruşuna vergi ödeyen birisi olarak bu nedir acaba der endişe ile sabahın 8’inde kendinizi vergi dairesinde bulursunuz. Barkod numarasından dosyayı bulan vergi memurunun bile size nereden ve ne şekilde kesildiğini anlayamadığı vergiyi öder, devletinizin çeteleri pas geçerek namuslu vatandaşlarına gösterdiği özel hassasiyeti iliklerinize kadar bir kez daha hissedersiniz. Haklı feryadınızı sosyal medya mecralarında lisan-ı münasip ile ifade etmeye çalışırsanız ya da size milyonların önünde hakaret eden büyüklerinize “bana hakaret etme hakkın yok” falan derseniz devletimiz gene size en kavrayıcı ve eğitici (!) yüzünü gösterir. Spor müsabakası bitiminde sahaya dalıp bir insana fiziki olarak milyonların önünde saldıran kişiyi serbest bırakır ve arkadaşlarını koruyan sporcuya ceza verilir bu ülkede. Ve içinizden haykırırsınız “yeter artık adalet” diye…
İşte bu adalet feryatlarına karşılık bulamayan ülkelerin insanları giderler… Gidişin, tek sebebi adaletin olmayışıdır. Adalet sebep, terk ediş sonuçtur, aynı bilimin açıkça ifade ettiği enflasyon sebep, faiz sonuç ilişkisi gibi…
Sevgiyle kalın.
Linkedln
Instagram
Facebook