Kat nöbetçisiyken tanıştığı ve aslında öğrencisi olmayan Yusuf’un hayatına dokunan Arzu öğretmen, her şeyin spontane geliştiğini şu sözlerle anlattı: “Ben Yusuf’un ders öğretmeni değilim, Yusuf ile kat nöbetçisiyken tanıştık. Koridorda başı önüne eğik sallana sallana gelirken tanıştım. Daha sonra aramızda duygusal bir bağ gelişti, sonrasında izinli olduğum bir gün Yusuf’un düşüp kolunu kırdığını öğrendim. O zamana kadar Yusuf’un evine gelmemiştim, buna istinaden kolu kırıldığı için evine geldim. Her şey spontane gelişti, Allah güç verdi altından kalktık. Yusuf’un evi harabeydi, düz bir ev olsaydı yapmak daha kolaydı. Bu evin bütün duvarlarını yıkıp yeniden yapmak bizim için inanılmaz bir çaba gerektirdi. Allah bize o gücü verdi, hiç yılmadan ve yorulmadan herkesin kapısını çaldım, hiç çekinmeden herkesten yardım istedim. Sağ olsun bütün arkadaşlarım koştular. Onlar olmasaydı ben yapamazdım, onların yardımıyla da biz bir hayata dokunuş yaptık. Yusuf’a dokunduk, inşallah başka Yusufları da görürüz. Ne diyeceğimizi çok bilmiyorum aslında, Yusuf’a her baktığımda gözlerim dolu dolu oluyor.”
Mahalle muhtarı, sosyal hizmetler dairesi, okul rehber öğretmeni, şube rehber öğretmeni ne iş yapıyormuş? İşleri sadece masa başında mı?
Sene 2019 ve TC de açlıktan bayılan çocuklar var. Bilmiyorum ya... Bir hükümetin başarısız olduğunun belli olması için daha ne kriter gerekir.?
dünya dönüyorsa böyle insanlar sayesinde