Her ikisi de iştah üzerinde uzun vadeli bir etkiye sahip ve enerji dengesi ile ilgili.
Yani kilo vermek isteyenler için tam bir canavar.
Esas olarak yağ dokusu tarafından üretilen Leptin, açlık karşıtı bir hormon. Serbest bırakıldığında, beyne vücudun şimdilik yeterli yakıtı olduğunu ve yiyecek bulmaya ihtiyacınız olmadığını gösteriyor.
İdeal olarak, hem leptin hem de grelin, vücuda gereken yakıtı elde etmesini sağlamak için birlikte ve dengeli olarak çalışır.
Vücudunuz “ben doydum” hormonunu kabul etmiyorsa, beyniniz akaryakıt depolarınızın dolu olduğu mesajını alamaz. Sonuç olarak aşırı yersiniz ve kilo almanız kaçınılmaz olur.
Şekerli ve yağlı yiyecekler hormon dengenizi bozar, vücudunuz bunlara kısır döngü halinde sürekli ihtiyaç duyar.
Akşam geç saatlerde gıda tüketmeyin, uzmanınız öneriyorsa az ama sık sık yemek yiyin (K).
Günde 7-8 saat uyuyun (K).
Yüksek proteinli bir kahvaltı, gece aç kaldıktan sonra vücudunuzun deneyimlediği daha yüksek grelin seviyelerini baskılayan en iyi öğün olabilir.
Lifli gıda tüketimini artırın ve işlenmiş gıdalardan uzaklaşın. Ketojenik diyeti uzmana danışarak deneyebilirsiniz.
Prebiyotikler sağlıklı bağırsak bakterilerini besler. Probiyotikler doğal olarak fermente edilmiş yiyeceklerde (pancar turşusu, lahana turşusu vb.), yoğurt ve kefirde bulunur.
Televizyon karşısında yemek yemeyin, aç karnına alışveriş yapmayın, evinizde abur cubur bulundurmayın (K, K)
Bu yazının altına onedio yemek'ten "Karidesli Mantı" tarifi linki koymak hangi geri zekalı editörünüzün fikriydi?
Eee bu bildiğin Karatay diyeti. 😅 ❤️ O yaşam tarzı sayesinde 140 da. 60 kg ya kadar düştüm
Neyi ne zaman ne kadar yediğin değil, asıl mevzu yedikten sonra onları ne kadar yaktığın ve depoladığın. Tüketilen miktar da önemli, tıka basa yedikten sonra "nasılsa hepsi sağlıklı" diyip totoyu devirirsen kilo aldığın zaman sızlanmıcaksın. Tabii aldığın gıdaların besin değerlerini de az çok biliyor olman senin yararına. Bana göre hormonmuş, uyarıymış, sinyalmiş hikaye.