Acıya Dayanamayınca Kendi Uzuvlarını Kesiyorlarmış: Korsanlar Hakkında Filmlerde Anlatılmayan Korkunç Bilgiler

Günümüz dünyasında korsanları genellikle filmlerden biliyoruz. Yapımlarda mizah ve aksiyon yoluyla işlenen korsanların hayatları, aslında gösterildiğinden çok farklı. Yani bu noktada sinemanın izleyicileri biraz yanlış yönlendirdiğini söyleyebiliriz. Mesela filmlerde korsanlar, sadece hırsız olarak görülse de korsanlık, bir zamanlar devletlerin tanıdığı bir meslek grubuydu. Şaşırtıcı, değil mi? Bu yazımızda sizler için bir dönem denizlerde hüküm süren korsanlar hakkında filmlerde anlatılmayan korkunç bilgileri derledik. Haydi, gelin başlayalım!

1. Yiyecek ihtiyaçlarını giderme yöntemleri

Korsanlar, açık denizlerde uzun süreler boyunca sefer yapıyordu. Hatta bu seferler bazen aylar sürüyordu. Eskiden teknoloji de olmadığından kürek çeken işçilerin karnını doyurmak çok zorlu bir görevdi. Bu yüzden korsanlar, uzun süre dayanan yiyeceklere yöneliyordu. Domuz veya sığırdan yapılan tuzlu kuru etler, korsanların favori yiyecekleri arasındaydı. Ayrıca açık denizde olduklarından balığa da menülerinde sık sık yer veriyorlardı. Buna ek olarak peksimet ismi verilen bir çeşit ekmeği de yiyorlardı. Sadece buğday ve su yardımı ile yaptıkları bu ekmek oldukça tatsızdı. Hatta çok sert olduğundan korsanlar peksimeti önce yumruğuyla kırıyor, sonra yiyordu. Peksimetlerin bir dezavantajı daha bulunuyordu. Buğday bitleri, korsanların ekmeğine ortak oluyordu. Korsanlar ise buğday bitlerinden iğrenmemek için peksimetlerini karanlık yerlerde tüketiyordu. Bunun nedeni, buğday bitlerinin yense de herhangi bir hastalığa yol açmamasıydı. Yani tam anlamıyla 'Şifa olsun!' mantığı vardı.

2. Eğlence anlayışları

Karın doyurmanın yanı sıra gemide eğlence de olmalıydı. Bu yüzden korsanlar, gemilere eğlencelerde içmek için rom depolardı. Rom; ucuz, kolay bulunabilir ve uzun dayanan bir içki olduğundan korsanların vazgeçilmeziydi. Hatta korsanlar, romdan vazgeçemediği için onu bulamadığında kaptana çatardı çünkü içkisiz kalmak, kaptanın bir kabahati olarak görülürdü. Kimi zamanlarda ise kaptanlar, gemide içki kalmaması nedeniyle çıkan isyanlarda öldürüldü.

3. Korsanların yağma mantığı

Korsan denince aklımıza çaldıkları sandık sandık altınlar geliyor. Bu elbette doğru fakat korsanlar sadece değerli eşyalar çalmıyordu. Korsanlar kimi zaman sabun gibi kişisel ihtiyaçları da çalıyordu. Ne de olsa para sizi denizde temizleyemez. Ayrıca korsanlar çaldığı altınları saklamaz, karaya vardığı gibi harcardı. Bunun nedeni, denizlerde ölme risklerinin çok yüksek olması ve parayı harcayacak vakit bulamamaları ihtimaliydi. Yani korsanların çoğunun eli açıktı ve parayı yemeyi iyi bilirdi.

4. Devletlerin de korsanları vardı

Korsanların hepsi düşündüğünüz gibi haydut değil. Korsanların büyük bir çoğunluğu, devletler tarafından tanınan lisanslı korsanlardı. Lisanslı korsanlar devlet için çalışır, düşmanların gemilerini basardı. Bazen devletlere paylarından verirdi. Lisanslı korsanların en ünlülerinden biri ise Barbaros Hayrettin Paşa'ydı. Önceden lisanslı bir korsan olan Barbaros Hayrettin Paşa, daha sonrasında devlet için çalışmaya başlamıştı.

5. Sadece denizlerde değil, her yerdeydiler

Korsanlar sadece denizlerde iş yapıyor gibi görünse de gerçekte böyle değildi. Çoğu korsan limanlara yakın yerlerden konutlar alıyordu. Buralarda toplanıyor, planlar yapıyorlardı. Şehir içinde ve kalelerde de faaliyet gösteren korsanlar, denizlerle sınırlı kalmakla yetinmiyordu. Hatta Barbaros Hayrettin Paşa da bir dönem Cezayir'e hükmetmişti.

6. Göz bandı sadece süs değildi

Filmlerde defalarca gördüğümüz göz bandı, aslında sadece süs değil. Korsanlar, karanlık olan güverte altına geçtiklerinde ortama alışmakta çok zorlanıyordu. Bu yüzden göz bandı ile bir gözlerini kapatıp karanlığa, diğer gözü açıp ışığa alıştırıyorlardı. Yani güverte altına inerken veya üstüne çıkarken göz bandının tarafını değiştirdikleri için ışığa alışma süresi ile uğraşmıyorlardı.

7. Ampute uzuvlar

Filmlerde vurgu yapılan bir diğer unsur ise korsanların ampute uzuvları. Bu uzuvlar, genellikle misket tüfeğinin mermisi yüzünden kaybediliyordu. Misket tarzında mermiler vücuttan bir şekilde çıkarılsa dahi kumaş parçası derinin altına girdiği için bazı hastalıklara yol açıyordu. Korsanlar da bu hastalıklardan ve acıdan kurtulmak için uzuvlarını kesiyordu. Kestiği uzuvların yerine ise tahta veya kancalar koyuyordu. Bu sayede hem daha korkutucu oluyorlardı hem işlerine devam ediyorlardı.

“Tanrı Bile Batıramaz” Dedikleri Titanik Bir Dolu Hatalar Zinciri Yüzünden Batmış: Tek Suçlu Buz Dağı Değilmiş
İnsan Hayvanat Bahçelerinden, Cesetlerinden Yapılan İlaçlara: Okurken Kanınızı Donduracak Tarihi Gerçekler
Olmaz Olsun Böyle Aşk: Takıntılı Olduğu Kadının Cesedini Mezarından Çıkarıp Tam 7 Yıl Onunla Yaşayan Adam
Arabalar Gerçekten Yakılıyormuş! Setlerde Çalışan Bir TikTok Kullanıcısının Anlattığı Kamera Arkası İtirafları

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
YORUMLAR
08.07.2022

Yine kaynak götüm tarzı bir içerik. Evet eğlemceli ama bilgilerin bir kısmı efsane

23.10.2023

4- Derin korsan :)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ