Size babanızın her gün tokat attığını düşünün. Eve ekmek getiren, çekip çeviren çınar ağacı babanızın…Ve bu tokadın kaynağı olarak da sürekli kardeşinizi gösterdiğini düşünün.
İlk gün üzülür ağlarsınız. Fiziksel ve ruhsal olarak canınız yanar. Her gün yanmaya devam eder. Bir süre sonra eğer bu otoriteye yani babanıza ‘dur bana sürekli haksız yere vuruyorsun.’ demezseniz, içten içe kardeşinize bir düşmanlık beslersiniz, babanıza da sevgisizlik.
Toplumlarda kolektif bilincin getirisi bu şekilde oluyor. Beyinde ve kalpte hissizlik ve sevgisizlik…
Bu yazının bir şeyleri kökten değiştirmeyeceğini biliyorum ama bir kişi bile haklı olduğumu düşünür ve bu durumu değiştirmeye kalkarsa kelebek etkisi ile tüm toplum değişebilir diye düşünüyorum.
Bir toplum, travmalara karşı verdiği tepkilerle kendini tanımlar. Bireyler, bu travmaları unutmak yerine onlardan ders çıkardığında, gerçek anlamda bir toplumsal iyileşme ve gelişme sağlanır. Her birey kendi hayatındaki trajedilerle yüzleşirken, topluma da daha derin bir katkı sağlar. Bu yüzden unutmamak, kolektif bilincin yeniden inşası için gereklidir.
Evet, insanın fıtratında unutmak var, alışmak var ama biz bunu değiştirebiliriz.
Bunun için bol bol empati çalışmaları yapmamız lazım, yanlış duymadınız. Empati yapmayı kendimize öğretebiliriz. Bebek adımlarıyla yavaş yavaş, tabii ki hemen olmayacak ama o insanların yerine koymaya çalışarak, onların ne hissettiklerini duyumsamaya çalışarak bunu başarabiliriz.
Hem o zaman daha duyarlı bir toplum haline geliriz hem de birbirimize daha sıkı kenetleniriz.
'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir.' ©Onedio