Ülkemizde hemen hemen her mahallenin bir 'delisi' olur. Çeşitli akıl hastalıklarıyla mücadele eden ve günlük işlerini yerine getirmekte zorlanan bu insanlara toplum olarak sahip çıkmamız ise geleneğimizin güzel getirilerinden biri.
'Delileri' severiz; çoğu zaman bize ara sıra çağrısını duyduğumuz zihnimizin karanlık köşelerine gidersek sonumuzun nasıl olacağını hatırlatırlar; bazen de bilgelikleri ve renkli ruhlarıyla hayran bırakırlar. Onlar hayata ve getirdiklerine resti çekmiş, aklının zincirlerini kırmış, belki de herkesin göremediğini görmüş özgür ruhlardır.
Konya'da ise Türkiye'nin en parlak renkli 'Deli Kızı' var.
Al Jazeera Turk muhabiri Başak Çubukçu'nun haberiyle kendisinden haberdar olduk ve parlak rengi bizim de gözlerimizi aldı!
Bu ablayla saatlerce sohbet etmek,hikayesini kendi ağzından dinlemek isterdim ya.Frida Kahlo'yu hatırlattı bana.
Ne yazık ki hikayesi daha acıklı ve ne yazık ki ben de konya dayım -_- ulen yaz kış çarşıda gezer hiç mi üşümez yorulmaz insan..çok şaşırdım galeride görünce :)) normalde onunla konuşmak isteyene kızar bu anlattıklarını nasıl anllattırmışlar ki acep :)
Zalimlerin aptalları yönettiği bir dünyada akıllı olup acı çekmektense belki de delirmek en güzeli be, bazen aklımı yitirsem keşke diyorum