Acil serviste çalışmak, hem fiziksel hem de duygusal açıdan son derece yıpratıcıdır. Sürekli değişen hasta profili, zamanla yarışılan anlar ve ölümle yaşam arasındaki ince çizgide verilen kararlar, çalışanların üzerindeki baskıyı artırır. Gece gündüz demeden süren nöbetler, uykusuzluk ve yorgunlukla birleştiğinde, tükenmişlik hissi kaçınılmaz hale gelir. Üstelik hasta yakınlarının öfkesiyle baş etmek, iletişim krizlerini yönetmek ve her an tetikte olmak da bu zorluğun bir parçasıdır. Buna rağmen acil serviste çalışanlar, hayat kurtarmanın verdiği güçle mesleklerini sürdürür.
Ankara'da acilde görev yapan bir grup doktor, nöbete başlamadan önce ve nöbetten sonraki görüntülerini kaşılaştırdı. Ortaya çıkan fark mesleğin zorluğunu bir kere daha ortaya koydu.
Hasta sayısından ziyade hastaların davranışları yoruyor. Örneğin kendisine verilen sıra numarasına ısrarla uymak istemeyenler, reçeteyi beğenmeyenler, kapris yapanlar, istediği bir şey yapılmadığı zaman atar-gider yapanlar vs.
Her mesleğin zorlukları var elbet.
çok yapıldı be abi.