Hepimizin görünce aklını hafiften kaçırdığı bir yemek sunum şekli var: Açık büfe. Stand up şovlara bile konu olacak kadar bol malzeme sağlıyoruz. Açlıktan mı, telaştan mı yaptığımız belli olmayan hareketler sergiliyor, geçici olarak şuurumuzu kaybediyoruz. Biz de bu açık büfe olayını şöyle bir gözden geçirelim dedik:
Cem Yılmaz dan alıntılar köşesi.
Hiç sevmiyorum... Hele o aşçıbaşının tezgahın arkasından hin hin "Neler yediriyoz lan size" bakışı yok mu.... Örneğin: kadınbudu köfteye saldırırken o "üç günlük pilav bunun hammaddesi, kıyma kısmını hiç sorma al sen al" diye pis pis sırıtması (makarna salatası, piyaz vs saymıyorum bile) ... Zaten havuza da girmem. Sonuçta İzmirliyim deniz seviyom ben. Yaşasın çadır kampı :)
Buna kısacası "açgözlülük" deniyor birde "bitecek" korkusu.