İstediğimiz zaman istediğimiz yerde ağlayabildiğimiz, bir işi ertesi güne yetiştireceğiz diye stres yapmadığımız. Bir müdürümüzün ya da patronumuzun olmadığı, tek patronun siz olduğunuz yıllar; çocukluk yılları. Ve bu yıllarda geçen, mutlu olmak istediğimizde aklımızın bir köşesinde, sakladığımız yerden çıkartıp sarıldığımız anılar...
Sizler için 15 tanesini derledik. Tabi ki bunlardan fazlası, sizin hafızalarınızda var. :)
Anneye çaktırmadan yapılan aktivitedir. Zira anneniz, karnınız ağrıyacak diye izin vermez, kekin hamurunu yemenize.
Ama öyle güzel tadı vardı ki, piştikten sonra o kekin o kadar güzel olmasına imkan yok.
Meraklısınızdır, erkekseniz tıraş olmaya, kızsanız makyaj yapmaya. O yüzden babanız her pazar tıraş olduğunda yanına gidip seyrederdiniz. 'Baba ben ne zaman tıraş olucam' sorularını sorardınız. Babanız da tıraş köpüğünü yüzünüze sürer gülmeye başlardı.
Bir süre için uçabildiğine bile inanırsın. Annen, 'çocuğum, çık şuradan da yatağı hazırlayayım' dese bile eğlenecek bir şey bulduğun için söz dinlemezsin. Zıplayarak tavana değmek en büyük hedefindir. :)
Amcalar, dedeler, kuzenler herkes olur. Ailecek oyunlar oynanır. Mangal yakılır. Hamak kurulur, hamakta akşama kadar sallanılır.
Bayramlarda binlerce lira almış çocuklardık biz. En az para verilen harçlık bile 25 bin liraydı. Tabi o zaman sıfırlar atılmamıştı paradan. :)
Özgürlük o zaman özgürlüktür.
Uyumayanların birbirlerine korku hikayeleri anlatması...
'Beeen kanlıı parmaaak!'
Ağaaacaaaa dalaaaaannn vaaaaar!
Bu yerlere daha sonra başkaları da eklenir. Her geçen gün çoğalır. Ev bir tırmanma arazisine dönüşür. :)
Kokusu hala burnunuzda.
Hele ki siz o golü atarken sevdiğiniz kız izliyorsa, mutluluk 100'le çarpılır. :)