ABD’de yaşayan İbrahim Yaşasın isimli bir kişinin, kan bağışı yapma talebi geri çevrildi. ‘One Blood Foundation’ adlı kurum Yaşasın’a gerekçe olarak Çernobil'i gösterdi.
ABD’de yaşayan İbrahim Yaşasın isimli bir kişinin, kan bağışı yapma talebi geri çevrildi. ‘One Blood Foundation’ adlı kurum Yaşasın’a gerekçe olarak Çernobil'i gösterdi.
Türkiye’de düzenli olarak kan bağışında bulunan İbrahim Yaşasın, geçen yıl, West Palm Beach bölgesinde yol kenarında gördüğü ‘One Blood Foundation’ adlı kuruma kan bağışı yapmak istedi.
Habertürk’ten Leyla Ünal ve Melis İnce’nin haberine göre bağış öncesinde formu doldurdu ancak hiç beklemediği bir yanıtla karşılaştı. Görevli, Yaşasın’a “Kusura bakmayın, Türk olduğunuz için kanınızı almıyoruz” dedi.
“Bu kez, ‘Türkiye’de hangi yıllarda yaşadınız? Askerlik yaptınız mı? 1986’da size yumurta, çay, fındık gibi gıdalar yedirildi mi?’ diye sordular. Yediğimi söylediğimde de ‘Askerliğinizi yaptınız mı?’ diye sorarak, o dönem bazı fındık ve çay markalarını sordular. Onayladığımda ise ‘1986’da Çernobil patlaması dönemi yurtdışına satılan mallar geri gönderildi ve ürünler askeriyeye ve okullara dağıtılmış. Bundan dolayı Türklerin ve diğer bazı ülke vatandaşlarının kanınızı alamıyoruz’ dediler. Hayatımın şokunu yaşıyordum. Buna dair bir belge verilmedi ancak böyle bir önlem almaları beni hem sistemlerine hayran bıraktı hem de şaşırttı.”
Söz konusu kısıtlamalar bu süre zarfında ülkelerinde olan vatandaşları da doğal olarak kapsıyor. Açıklamada ayrıca şu cümleler yer aldı:
“Özellikle İngiltere ve Fransa vatandaşlarını reddettik bir süre. 21 ile 37 yaş aralığında bulunan Avrupa vatandaşlarının kanları Creutzfeldt-Jakob hastalığı (CJD) ve deli dana hastalığının (BSE) taşıyıcısı olma olasılığı yüzünden geri çevriliyor. Özellikle Çernobil patlamasından sonra etkilenenlerin reddedilmesi söz konusu değil. Ama kan bağışı alan kişinin bireysel bir uygulaması olabilir.”
“Türkiye şu ülke vatandaşlarından kan almıyor diye bir şey söyleyemeyiz ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği bazı kriterler var. Türkiye’de kan alımıyla ilgili, seçim kriterleri Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı kan ve kan ürünleri rehberinde belirtilen hususlara bağlı. Donör seçiminde donör sorgulama formu vardır. Bu form her ülkenin kendi şartlarına göre bazı değişiklikler içerir. Örneğin, bir ülkede sıtma hastalığı hâlâ varken, bir diğerinde çoktan tarihe karışmıştır. Bu nedenle sıtma hastalığı bulunan ülkeden gelen bir vatandaş, bu hastalığın görülmediği ülkede kan bağışında bulunmak isterse, bir süre için reddedilebilir. Konu, kişinin başka bir ülkenin vatandaşı olmasıyla ilgili değil, kanın güvenliğini ilgilendiren bir konudur.”
Kimsenin ırkçılık falan yaptığı yok. Sağlık konusunda detaycı olmaları harika ve mantıklı. Keşke bizim ülkemizde de böyle ince eleyip sık dokuyarak kan bağışlarında hassas davransalar; aids'li kan verilerek hayatları kararan insanlar var bu ülkede ve tabii aids hastası olduğu halde kan bağışı yapanlarda var. Demek ki yeterli, gerekli kontroller yapılmadan kan alınıyor. Ayrıca Türk olduğunuz için ya da Türklerin kanını almıyoruz falanda dememişlerdir. Hiç sanmam; abartılmış şişirilmiş.
O geri gelen fındıkları ilkokullarda küçücük çocuklara dağıttılar.Millet de seviniyordu , aman devlet bize neler getirdi diye.Aynısı süt için de yapıldı. Devlet kendi eliyle kendi çocuğunu bile bile zehirledi. Buna burda vurgu yapılması iyi olmuş. Yani adamlar bir taşla çok kuş vurmuş. Bu arada o çay içen bakan da kanserden öldü. Karadeniz'in yarısı kanser oldu.
Bok atmadan önce, "Irkçılık yapıyorlar ya" demeden önce biraz mantıklı düşünün. Adamın vereceği kanın yarardan çok zararı dokunabilir ve ülkelerin kendi vatandaşından bile kan alırken böyle soruları sorması normal, hatta elzemdir. Konu kapanmıştır