Aşk acısını hepimiz tattık fakat bu acıyı atlatmanın aslında bilimsel ve kesin bir yolu olduğunu söylesek? Bize güvenin.
Aşk acısını hepimiz tattık fakat bu acıyı atlatmanın aslında bilimsel ve kesin bir yolu olduğunu söylesek? Bize güvenin.
Aşk acısını çözmek için bilime sırtımızı yaslarken şu ilgi çekici akademik çalışmayı kullandık.
Her ne kadar huzur odlu bir ilişkiye başlamış olsak da her şeyin olduğu gibi ilişkilerin de bir sonu olduğunu unutabiliyoruz, kimi zaman bu fikir aklımıza gelse de hemen zihnimizden kovuyoruz. Çünkü başımıza gelmeden bu gerçeklik yokmuş gibi davranmak kolay...
Bu konuda konuşan herkes ayrılık acısını belli aşamalara bölmüş, ilk olarak kabullenme, ardından öfke, geçmişe saplanıp kalma... Liste uzayıp gidiyor. Tüm bu tatsız süreçlerin ardından ancak huzura kavuşulduğuna neredeyse herkes inanmış durumda.
Çözüm, tıbbi olarak etkisi olmayan tedavi benzeri bir uygulamanın beklenmeyen etkiler yaratması anlamındaki plaseboda. Kokrmayın, arkamızda bilim var. 😎
Plasebo ve yıllar süren ilişkinin ardındaki aşk acısı arasındaki bağlantının ne olduğunu merak ediyor olabilirsiniz, size yapılan araştırmayı anlattığımızda her şey netleşecek.
Bu deneye göre bu kişilere ilkin ayrıldıkları kişilerin fotoğrafları gösterildi. Yaşadıkları acı tarif edilemezdi, her ne kadar üzerinden aylar geçmiş bile olsa bazıları için her şey çok tazeydi.
Araştırmacılar fotoğrafları gören kişilerin zihinsel değişimlerini not ettiler.
Esasen her şey tahmin edildiği gibiydi, aşk acısı ile fiziksel acı beyinde benzer bölümlerde yankı buluyor ve mutsuzluğumuz canımızı gerçekten de yakıyordu.
Buraya kadar yeni bir şey yok, deneyin zihinleri açan kısmı plasebo etkisini test etmeleriyle başladı, duyduklarınıza inanmaya hazır olun.
Yarısına spreyin bir ilaç olmadığı bilgisi verildi, diğer yarısı ise bu spreyin mucizevi etkileri olacağına inanarak deneye katıldı. Plasebo etkisi gerçekti! Bu spreyin hislerini baskılayacağına inanan kişiler birkaç saat boyunca kendilerini iyi hissetti ve bunu tamamen kendi iradeleriyle gerçekleştirdi.
Yani aşk acısı dediğimiz evrensel bir kural yahut süreçler bütünü değil. Bir gün sonra eski hayatınıza dönmeniz acınızı ertelediğinizi göstermiyor, zihniniz buna hemen alışıyor. Tabii siz alışmak istediğiniz sürece...
Aşk acısını aşabileceğimize inanmak bile başarmak için büyük bir yol katetmemizi sağlıyorken anıların esiri olmaya gerek var mı? İyi anıları cebimize koyup hayat yolunda yürümeye devam etmemiz gerekiyor, aksi halde hayat akıp gidiyor.
Hayatınıza pazardan aldığınız karpuzu sokup, o karpuzun size veda edişini izlemiyorsunuz. Aşık olduğunuz insanı bir daha yan yana gelmemek üzere kaybediyorsunuz. Gerçekten iyi olduğunuza inanıp aşk acısını kısa sürede atlayabileceğinize inanmanız için yürüyen bir ot olmanız gerekir.
Spreyin acıyı baskılayacağına inanmışlar ve birkaç saat acı hissetmemişler. Bana bu da bir çeşit erteleme gibi geldi. İnsan psikolojisi muazzam bir güç ancak ayrılık acısının atlatılması için belli bir zamana ve aşamalara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
hadi inşallahhh