Yayınlanması ertelenen ve bir kısmı sızan raporda, 'durum 2014 yılından bu yana geriye doğru gidiyor' ifadesi yer aldı.
Yayınlanması ertelenen ve bir kısmı sızan raporda, 'durum 2014 yılından bu yana geriye doğru gidiyor' ifadesi yer aldı.
CNN Türk'ün haberine göre raporda şu ifadeler yer aldı:
'Durum 2014'ten bu yana kötüye gidiyordu. Yargı bağımsızlığı ve güçler ayrılığı ilkeleri büyük ölçüde zarar gördü. Savcılar güçlü bir siyasi baskı altında.
Geçici hükümet AB üyelik sürecini canlandırmak için çaba gösterdi. Ancak hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve toplanma hürriyeti alanlarında Avrupa standartlarına aykırı düşecek yasalar, bu çabaları gölgeledi.'
T24'ten Fulya Canşen'in bugün kaleme aldığı köşe yazısına göre, AB Komisyonu’nun hazırladığı ilerleme raporunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kızdıracak iki önemli nokta var. Bunlardan biri Kürt meselesi diğeri ise Türkiye ile IŞİD ilişkisi. Fulya Canşen'in yazısı şöyle:
'Kürtler ile barış sürecine başlanması bir zarurettir” denen raporda Türkiye’de güvenliğin “dramatik“ bir biçimde kötüleştiğine dikkat çekiliyor. Ve raporda Türkiye, tekrar tekrar İslamcı militanların Suriye’ye geçip IŞİD’e katılmasına göz yummak hatta desteklemekle suçlanıyor. Aslında adı ilerleme olan raporda Erdoğan’ı kızdıracak bir başka tespit de Türkiye’nin son iki yıl içerisinde pek çok konuda AB standartlarının gerisinde kalması. İnsan hakları, ifade özgürlüğü ve hukuk devleti kriterlerine yönelik diğer eleştiriler hem daha önceki yıllardan alıştığımız hem de uzun süredir ihmal ettiğimiz konular olduğu için fazla önem arz etmiyor.
İlerleme raporunda şu cümleler dikkat çekiyor:
“İfade özgürlüğünün yasama tarafından kısıtlayıcı ve taraflı bir biçimde yorumlandığına sık sık tanık olunduğu gibi, gazeteciler üzerindeki siyasi baskının, işten çıkarılmalar ve açılan soruşturmalarla arttığı gözlenmektedir.' Sadece gazetecilere değil, sıradan halka karşı da korkutma ve sindirme politikaları uygulandığının altını çizen raporda, protesto ve gösteri özgürlüğünün yasal düzenlemeler ve uygulamalardaki kısıtlamalarla sekteye uğradığı, polisin protestoculara şiddet uyguladığı, şiddet uygulayanların da cezalandırılmadığı vurgulanıyor.
AB Komisyonu yayınlamayı geciktirdiği taslak raporunda Türkiye’yi terör ile mücadelede gösterdiği iş birliğinden dolayı övüyor ama Türkiye’den beklentileri olduğunun da altını çiziyor. AB’nin bu beklentileri, istihbarat ve emniyet teşkilatının yabancı kökenli cihatçılar ile kararlı bir biçimde mücadele edilmesi ve radikalleşmeye karşı hukuki alanda geniş çaplı önlem alınması. Yani sözün özü, Türkiye’nin cihatçılar için Ortadoğu’ya transit ülke olmaktan vazgeçmesi.