90 Yıl Önce Denize İnen Devlet Yatımız Savarona'nın İlginç Hikayesi

Savarona'nın hikayesi Brooklyn Köprüsü'nün mimarı John Roebling'in torunu Emily Roebling Cadwallader ile başlar.

Bu hanımefendinin siparişi üzerine 29 Temmuz 1930'ta Hamburg'ta Blohm und Woss tersanesinde yapımına başlanan 136 metrelik yat 28 Mart 1931'de denize iner ve 4 milyon dolara mal olur.

İnşa edildiği tarihte Savarona, kraliyete ait olmayan en büyük, dünyanın ise 4. büyük yatıdır. İsmi ise bir deniz kuşundan gelir.

Ocak 1932'de Cadwallader ve konukları ile ilk büyük seyahatini Güney Amerika'ya yapan gemi, Bermuda Adası üzerinden Mayıs 1932'de Hamburg'a döner. Bu Savarona'nın ilk ve tek büyük seyahati olacaktır.

Çünkü Cadwallader bu oyuncağı Amerika'ya sokamaz. Amerikan Hükumeti neredeyse yatın yapım ederi kadar gümrük vergisi ister.

Böylece Hamburg'a demirleyen gemi tam 6 yıl boyunca Hamburg-İngiltere arasında gidip gelerek alıcı bekler. Ancak dönemi için oldukça lüks olduğundan alıcı bulamaz. Ta ki Türk Hükumeti'nin yeni bir yat arayışına kadar...

Peki neden böyle bir arayışa girmiştik? Çünkü II. Abdülhamit'ten miras kalan Ertuğrul yatı 35 yaşındaydı ve eskimişti.

1903'te denize inen Ertuğrul, İngiltere'de yapılır ve 1 yıl sonra Osmanlı Devleti'ne teslim edilir. 1922'ye kadar 'Saltanat Yatı' olarak kullanılır. Saltanatın kaldırılması ile 2 sene kullanılmayan yat 1924'ten itibaren 'Cumhurbaşkanlığı Yatı' olarak kullanılır.

Cumhurbaşkanı Atatürk'ün Ertuğrul Yatı ile yollarını ayırması ise İngiltere Kralı VIII. Edward'ın Türkiye'yi ziyareti sonrasına denk gelir.

Eylül 1936'da gelen Kral'ın Ertuğrul Yatı'nda ağırlanması sırasında geminin bacasından dökülen kurumlar Edward'ın elbisesini öyle bir kirletmiştir ki Atatürk sonrasında yatı hurdaya gönderir ve yeni bir yat için araştırma yapılmasını ister.

Bu arada, o sıralar Celal Bayar başbakandır ve İsmet İnönü ile Atatürk'ün arası açıktır. Kimi tarihçilere göre eğer İnönü başbakan olsa bu yatın alınmasına izin vermeyebilirmiş.

Çünkü yatın bize maliyeti 1 milyon doların üstünde. Her ne kadar yapım fiyatının dörtte biri olsa da yine de azımsanamayacak bir tutar. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şu ki Atatürk belirli bir gemi istemez, o sadece devlet için bir gemi ister. Ayrıca Ertuğrul eskimiştir ve açık denize çıkamayacak durumdadır.

Unutmadan... 30'lu yıllar demiştik, yani dünyada suların kaynadığı yıllar... Hiçbir konuda husumeti eksik olmayan Amerika ve Almanya Savarona için de karşı karşıya gelir.

Çünkü Celal Bayar Hükumeti Savarona'yı almaya karar verir. Ancak Almanlar bu teknoloji harikasını ellerinden kaçırmak istemezler ve Krupp firmasının desteği ile yata haciz koyarlar. Bunun üzerine yaklaşmakta olan savaşı hesap eden Roosevelt bu haczin kaldırılmasını aksi takdirde o sıralarda New York limanında bulunan bir Alman transatlantiğinin haczedileceğini bildirir.

Böylece Savarona Hamburg Limanı'ndan çıkar ve 24 Mart 1938'de İngiltere'nin Southampton Limanı'nda Türk bayrağı çekilerek Londra Büyükelçisi Ali Fethi Okyar tarafından teslim alınır.

Yatta yapılan bazı tadilatlar nedeniyle Savarona'nın İstanbul'a gelmesi 2 ay sürer ve 1 Haziran 1938'de gemi boğaza demirler. Atatürk'ün hastalığı ağırlaşmıştır; ancak hemen o gün akşamüstü 15.30'da Gazi yata geçer.

25 Temmuz 1938'de Dolmabahçe Sarayı'ndaki odasına taşınana kadar Savarona, Atatürk için yeni ikamet olur.

Kendisine beyaz pantolon ve lacivert ceketten oluşan spor bir yat kıyafeti diktiren Atatürk 24 Haziran'da Erdek'e kadar uzanan bir de gezi yapar. Bunun yanı sıra 19 Haziran'da Romanya Kralı ile yine bu yatta görüşür. Ayrıca 9 Temmuz'da bir hükumet toplantısı düzenler Savarona'da.

Hepsi hepsi 54 günlük bir ikametten sonra Gazi'sinden ayrılan Savarona 2. Dünya Savaşı yıllarında Kanlıca'daki Bahai Körfezi'nde bağlı tutulur. Ve sonrasında bir süre daha Cumhurbaşkanlığı yatı olarak kullanılır.

2 Temmuz 1951'de ise yat, DKK'nin emrine verilir. Artık Savarona Deniz Harp Okulu öğrencilerinin eğitim gemisidir. Hatta 1976 yılına kadar her deniz subayı ilk açık deniz seferi tecrübesini Savarona ile yapar.

Derken 1979'da Savarona'da bir yangın çıkar ve tam 1 gün sürer. Sonrasında onarılır ancak 1986'da tamamen hurdaya çıkartılır.

49 yıllığına Kahraman Sadıkoğlu'na kiralansa da 2013 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca devri alınır ve 10 ay süren restorasyon ve bakımın ardından tekrar devlet yatı olarak hizmete sokulur.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Yurdun Dört Bir Tarafını Demir Ağlarla Ören Atatürk'ten Bize Miras: Beyaz Tren
Atatürk'ümüzün Kendi Elleriyle Yerini Açtığı Mütevazı 'Kolibasını' Görünce Çok Duygulanacaksınız!
"Cumhuriyet, Zengin Türk Millî Kültürünün Üzerine Kurulmuştur." Diyen Atatürk'ün Kurduğu 24 Müze

Popüler İçerikler

Türkiye'ye Gelir mi? Suudi Arabistan'da Forma Giyen Cristiano Ronaldo'dan Değişim Kararı
Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi