Fidel Castro 'Doğuştan siyasetçi değilim' der. Ancak sözlerine şunları da ekler: 'Fakat çok genç yaştan itibaren dünyanın gerçeklerini anlamama yardım eden şeyleri yakından takip ettim.'
Fidel Castro 'Doğuştan siyasetçi değilim' der. Ancak sözlerine şunları da ekler: 'Fakat çok genç yaştan itibaren dünyanın gerçeklerini anlamama yardım eden şeyleri yakından takip ettim.'
Castro'nun ilk gözlemleri doğduğu yer olan ve Küba'nın yoksullukla mücadele eden kırsal bölgelerinden birisi olan Biran'dan.
Ülke'nin doğusundaki Oriente'de bulunan Biran'daki tek önemli yer hâlâ Castro'nun doğduğu ev.
Castro'nun Biran'daki evi müzeye dönüştürülmüş durumda. Her yıl çok sayıda solcu, Küba Devrimi'nin mimarının köklerini görmek için evi ziyaret ediyor.
Castro'nun babası Angel, İspanya'nın kuzeyinden, Galiçya'dan gelen bir göçmendi.
Zaman içerisindeyse toprak sahibi zengin bir çiftçiye dönüşmüştü.
Castro'nun biyografilerini yazanların hemfikir olduğu bir konu var. O da Küba liderinin daha çocukluk yıllarından Haitili şeker kamışı işçilerinin nasıl sömürüldüğüne kendi gözleriyle tanık olduğu.
O yılların Fidel Castro'nun dünya görüşü üzerinde önemli etkisi olduğu düşünülüyor.
Fidel Castro'nun üvey kardeşi Martin hâlâ Biran'da yaşıyor. BBC'ye kardeşiyle birlikte geçirdiği çocukluk yıllarına dair birkaç hikaye anlattı.
'Fidel'in 'Careto' adlı bir atı vardı. Elinde küçük bir tüfekle ava çıkardı. En sevdiği şey avlanmaktı' diye anlatıyor 87 yaşındaki Martin Castro.
Genç Fidel Castro'nun elinde tüfeğiyle verdiği pozlar hâlâ aklında.
'Haitililerin evlerine gidip babasının dükkanından alınmış ödeme yerine geçen makbuzlar verirdi.'
Genç Fidel'in babasına bu küçük isyanı pahalıya mâl olmuş ve başkent Havana'daki Cizvit lisesi Belen ilahiyat okuluna yatılı olarak gönderilmesiyle sonuçlanmış.
Cizvit öğretisi de Fidel Castro'nun üzerinde büyük etkiye sahip.
Devlet kontrolündeki Küba Tarih Enstitüsü'nden Dolores Guerra, 'Cizvitler, derslere girdikleri için herhangi bir ödeme almıyorlardı. Ellerinden geldiğince mütevazi ve dürüst rol modeller olmaya çalışıyorlardı' diyor.
Rahip Llorente'nin gözetimi altında Fidel Castro sporda ve kampçılıkta kendisini göstermiş.
1944'te ise okulda 'disiplin örneği' ödülüne layık bulunmuş.
Guerra 'Castro sosyal bilimler ve yabancı dillerle çok ilgiliydi. İspanya ve İngiltere tarihine özel bir merakı vardı' diyor.
Ancak Guerra, 'Castro'nun bizzat kendisinin de söylediği gibi örnek bir öğrenci değildi. Her şeyi son dakikaya bırakırdı' diye ekliyor.
Ancak her şeye rağmen gelecekte Küba Devrimi'ni gerçekleştirecek olan Fidel Castro için lise yıllarında da disiplin ve dakiklik önemliydi.
Castro Cizvit lisesinin kapalı yapısından çıktıktan sonra Havana Üniversitesi'nde hukuk okumaya başladı.
Castro'nun üniversiteye başladığı 1940'lar, üniversite ortamlarının ateşli ve kimi zamanda şiddet içeren siyasi tartışmalarına sahne oluyordu.
Castro 1947'de yapıtığı bir konuşmada öğrencileri 'ülkeyi sömüren yabancı ellere karşı' birleşmeye çağırıyordu: 'Genç bir ulus asla 'Teslim oluyoruz' dememeli'
Tam da bu yıllarda Castro o zamana kadarki en önemli siyasi gelişmesine birinci elden tanıklık ediyordu.
Nisan 1948'de Kolombiya'ya giden Castro, Latin Amerika Gençlik Kongresi'ne katıldı.
Castro'nun Kolombiya'nın başkenti Bogota'da kaldığı sayılı gün içerisinde ülkedeki Liberal Parti'nin lideri Jorge Gaitan bir suikaste kurban gitmişti.
Kolombiya'da özellikle yoksul kesimlerin desteğini arkasına almaya başlamış olan yükselişteki bir siyasetçinin ofisi önünde bu şekilde öldürülmesi Castro'yu derinden etkiledi.
Fidel Castro'nun biyografisini kaleme almış olan Tad Szulc, 'Bogotazo olarak adlandırılan sokak olayları Fidel Castro'nun devrimci dünya görüşüne ilk adımı oldu. O günlerde yaşananlar Castro'nun dünya görüşünü ve gelecek planlarını şekillendirecekti' diyor.
O günlere tanıklık eden genç hukuk öğrencisi Fidel, bugün ülkesi Küba'nın sembol ismi.
Geçen aylarda Komünist Parti Kongresi'ne katılarak bir veda konuşması yaptı.
'Yakında 90 yaşında olacağım' diyordu. Sesi her ne kadar eskisine göre daha zayıf çıksa da hâlâ cüretkârdı:
'Yakında ben de diğerleri gibi olacağım. Hepimizin zamanı geliyor. Ancak Kübalı komünistlerin fikirleri, idealleri yaşamaya devam edecek'
Her Temmuz ayında Kübalılar, Fidel Castro'nun en önemli başarısını kutlar: 1953 yılında Moncada kışlasına düzenlenen ve Küba Devrimi'ni başlatan saldırı.
Her ne kadar Fidel Castro aktif siyasetten çekilmiş olsa da, ismi sosyalistler için büyük önem taşımaya devam ediyor. Özellikle de adanın son dönemdeki açılımlarına karşı çıkanlar için.
Ne zaman şüpheye düşseler modern Küba'yı şekillendiren siyasi lideri ve ünlü konuşmasına söylediği o tarihi cümleyi anımsıyorlar: 'Tarih beni aklayacaktır'
Küba abdye yanasarak çok yanlış yapıyor bu açılımlar Sosyalizm'e Che'ye Fidel'e ihanettir
Liam neeson !
Raul Castro'nun ABD politikaları saçmalık. Yaşayan Devrimci: Fidel Castro kitabını okuduysanız bilirsiniz. Fidel Castro ABD'de resmen saygısızlıkla karşılandı. İlk kez Küba BM toplantısına giderken uçakları yoktu ve Krusçev'in geçerken onları alması gerekti. Krusçev ile beraber giderlerken tarafsız hava sahasında peşlerine ABD F16'sı takıldı. Sonra BM'de toplantıya giderken devlet başkanı gibi karşılanmadılar (Krusçev tabi ki öyle karşılanmıştı öyle bir şey yapmasalardı ABD bitmişti.)