1980’lerin yılbaşılarının “meleği” Nesrin Topkapı’ydı. Yeni yıla dansöz eşliğinde girme geleneği 90’larda da hep devam etti.Türkiye'de yılbaşı ikonu Tombala. Her sene oyanmasına rağmen illa bir çinko-tombala farkı tartışılırdı. Bir de her tombala başında sayıları kapamak için kağıtlar kesilir, ve ilk ucundan tombalayı kaçıranın derin OF!uyla kağıtların dağılması üzerine özellikle şam fıstığı kabuklarıyla kapamaya geçilirdi.O zamanlar Sayısal Loto çekilişinin büyük olay. Vantilatör tipli çarkların içinden çıkan topları 5 parmak tutan polisakademisi fizik standartlarında seçilmiş bayanlar ve önde konuk şarkıcılar şarkı söylerken fonda onların sallanması.Hey gidi gazeteden çıkan 3D gözlüklerle uzay çağında yaşadığımız zamanlar… :D Türkiye’nin ilk 3 boyutlu gördüğü insan Hülya Avşar oldu.İnce İnce Yasemince’nin, Olacak O Kadar’ın, Kanal D’nin yılbaşı özel bölümleri merakla beklenirdi. Hangi sanatçının hangi programda çıkacağı gazeteden takip edilirdi.Belden asagi esprileri, dansları ve hazır cevaplığı ile Türk televizyon tarihinin en tatlı kaçık karakteri Huysuz Virjinsiz bir yılbaşı düşünülemezdi.Yılbaşı gecesinin bir başka vazgeçilmezi de sanatçı korolarıydı. Dönemin 20-30 popüler sanatçısı bir araya gelir aynı şarkıları hep bir ağızdan söyleyip dolu dizgin geçen yılbaşı akşamını daha da coştururlardı.İstisnasız her yıl başında Sydney’in yeni yıla nasıl ihtişamlı bir şekilde havai fişek showlarıyla girdiğini izledik. İddia ediyoruz ki Türkiye, Sydney diye bir şehir olduğunu yılbaşı gecelerinden öğrendi.En büyük korku sevmediğiniz birine çıkmak yada sevmediğiniz birinin size çıkması olurdu. Güya kimin kime alınacağı bilinmezdi. Aslında herkes fısır fısır konuşurdu ve hatta birbirleriyle kurasını değiştirirdi. Her hediye sabiti de kupa bardaklar ve çerçevelerdi.Yılbaşı süslerinin en ucuz ve en bol çeşitli adresi Tahtakaleydi. Yılbaşı yaklaşınca Tahtakale sokakları evlerini süslemek için yanıp tutuşan PTT’cilerle (Pijama Terlik Televizyon) dolardı.Yılbaşına girerken sadece 30 ile 90 saniye arası kullanılsa da mutlaka alınırdı. Gecenin sonunda gelecek sene için tombala ile birlikte paketlenip 365 gün unutulurlardı.90’larda patlayan bir başka konsept de kar spreyi ile camlara girilen seneyi yazmaktı. Dışarıdakilerin görmesi için “Hoşgeldin 1995” yazarken en çok s harfi kurban giderdi. Yılbaşı için şişirilen balonlar 2 hafta kaderine terk edilirdi ve kendi kendine sönene kadar ayaklara dolanırdı. Hele o simleri her yere dökülen süsler yok muydu. Yılbaşı biter 2 hafta geçer hala çorbadan çıkarlardı.Bu film istisnasız her yılbaşı akşamının olmazsa olmazıydı. 89734873 kere izlemiş olsak da yılbaşı akşamı yine bir şekilde ekrana kitlenirdik.90lar bitti gitti. Önümüze bakalım. 2016 şimdiye kadarki hayatımızın en güzel senesi olsun diye Biz Evde Yokuz olarak size bir reçete hazırladık. 2016'NIN EFSANE GEÇMESİ İÇİN 10 BENZERSİZ ÖNERİ burada.