Bu listede geçen durumlar illa ki başınıza gelmiştir. İlla ki bunlardan birini yaşamışsınızdır şato da büyümediyseniz.
Bu listede geçen durumlar illa ki başınıza gelmiştir. İlla ki bunlardan birini yaşamışsınızdır şato da büyümediyseniz.
Sanki baya bir şeymiş gibi yakasına da özen gösterilir anneler tarafından ayrıca ütüden geçirilirdi. Okula buruşuk bir önlük ya da yaka ile giden öğrenci yoktur sanırım. Ayrıca o yaka olmasa önlüğün hiç bir anlamı olmayacakmış önlük kel kalacakmış gibi gelirdi. Muntazam olmalıydı o mavi uniforma. Pazartesi sabahları jilet gibi gidilir cuma aksamları darmadağın gelinirdi eve. Mutluyduk be.
Anneler özenle hazırlardı beslenme çantalarını. Resimdeki kadar sofistike değillerdi ama ekmek peynir olurdu illa ki. Bir de tamamlayıcı unsur olarak suluklarımız vardı tabi. Bazı aileler hazır meyve suyu ve ya daha lüks görünebilen yiyecekler koyardı baya bir şeymiş gibi.
80'lerin sonu 90'ların başında çocuk olmuş hemen hemen her çocuk Bizimkiler dizisini izlemiştir. Pazar günleri Inter Star'da yayınlanır katili ile cemili ile sabri beyiyle güldürür sevindirir yer yer ağlatır hüzünlendirirdi. Bizden bir diziydi Bizimkiler.
Hava karardıktan sonra illa dışarı çıkmak isterdik. Anneden izin almak dünyanın en zor işi gibi görünürdü o izin kapılınca da dünyanın en mutlu çocukları oluverirdik. Ta ki annenin akşam yemeği hazır demesine kadar balkondan.
Parliament Sinema Kulübü hayatımızda izleyebileceğimiz en güzel filmleri evimize getirirdi. Sinemanın varlığını bile yok ettirirdi bu bize. Pazar akşamları Inter Star'da Bizimkiler'den sonra yayınlanırdı muhtemelen çoğu çocuğun annesi ütü yaparken çay ve kurabiye eşliğinde Bizimkileri izler film başlayınca banyo yapıp Pazartesi gününe hazırlanmamız için yatağa gönderirdi bizleri.
Cumartesi sabahlarının vazgeçilmez programı Susam Sokağı kahvaltılarımıza eşlik eder 1-2 saatliğine hiperaktifliğimizi elimizden alır TV'ye kilitlerdi bizi. Son zamanlarda Fox Tv'de yayınlanan Deniz Yıldızı dizisinin Mustafa Beyi yıllar önce Susam Sokağı'nda bir evin ilk iki merdivenine oturup gitar çalardı adı Hakan abiydi! Kırpık'ı Minik Kuş'u Edi Büdü'sü Kurabiye Canavarı ve bir çok sadece üstünü gördüğümüz ve altını hep merak ettiğimiz kuklalar vardı rengarenk.
Kurabiye Canavarına ayrıca değindemeden edemeyeceğim yediği ve ya bizim öyle sandığımız, etrafa saçarak ısırdığı (israf ettiği) kurabiyeleri bizi iştahlandırır bu karakterin diğer susam sokağı karakterleri ile bozuşsa nasıl bir tepki verebileceğini kestirmeye çalışırdık.
O zamanlar Nutella yoktu market raflarında anca Almanya'dan gurbetçi tanıdıklar getirirdi onu ama bizim Sarelle'miz vardı aslan gibi. Onu sürerdik ekmeğin üstüne, içine dışına. Tadı çok güzeldi bu kadar kolaydı bizim için mutluluk.
Okullarda yılın belirli zamanlarında yerli malı haftası ilan edilir ve sınıfta ki her çocuk evinden beslenme kutusunda o güne özel evinden başka şeyler getirir ya da dışarıdan alıp sınıfında paylaşırdı.
Atari, Kara Kutu, Terminatör ve ya Commodore 64 bunların hepsi köpek gibi zamanımızı çaldı. Aldırış etmeden saatlerimizi verdik TV ekranlarına. 2-3 piksellik oyunlar aldı götürdü bizi. Bozulan konsollar oyun kasetleri ve super mario.
Dünyanın en büyük keyfiydi suluktan meyve suyu içmek. Yani düşünsenize yanınızda 1 matara var ve içi meyve suyu dolu, su değil dikkatinizi çekiyorum MEYVE SUYUU. Bir de Pazar günkü programı söyleyim köpek gibi dışarıda oyna evde temizlik var çünkü- akşam gel yemekten sonra Banyo yap-tırnaklarını kes-ders prgramına göre kitaplarını çantana koy-bizimkileri izle (star tv) - bizimkiler bitsin parliament gece sineması başlasın başlayan filmi izlerken uyu. (Bonus film elm sokağı kabusu serisi ve geleceğe dönüş serileridir). Bu da en güzel finaldir diye düşünüyorum. http://www.youtube.com/watch?v=-RnGfHvGeKE
o değil de şu parliament cinema club müziği içimi eritti, 20 yıl gittim bi anda.
Önlük çok güzel bişey aslında öğrenci olamnın heyecanı benim için. Bir de Yerli Malı Haftası, bir bayram havası :)