Genellikle İstanbul'dan üniversite için gelen öğrencilerin Umuttepe'ye geldikten sonra öğrendikleri İzmit'in Kocaeli'den farkını, İzmitçe'nin güzide lugatını biz ilkokuldan beri abilerimizden 'Kesiyon da bu işleri...' cümleleri ile anlamlandırmaya çalıştık... Zor oldu ama anladık, kavradık ve anlattık, Eyyy İstanbullular 'Salsanıza boooğlum'
İzmit'te 90'larda doğmuş olmak demek %90 bu okullardan birine gidiyor olmak demekti. Aralarında eğitim bazlı başarı çekişmesinden ziyade sportif rekabet de top seviyede olmuştur her zaman.
Görselde görünen Atatürk Kapalı Spor Salonu ne maçlara, ne seyirci desteklerine şahit olmuştur.
Tabaktaaa pasta
Hey Allaaaah!! sloganı unutulmazdır.
Ayrıca sizi şu video ile baş başa bırakalım, kendisi belki de yapılmış en doğal özel okul reklamı olabilir.
Özdilek belki de şu an eski popüleritesinde değil, evet belki de şu anki jenerasyon daha şehir merkezine yakın yeni AVM'leri bilirler ancak bizim için Carrefour, Real ve en önemlisi de şehrin farklı bir ucuna gittiğimizi hissettiğimiz Özdilek ayrıdır.
Önce restoranda yemek yenir, taze sıkılmış portakal suyu içilir veeeee sonrasında da o alt kattaki neşe kaynağı oyun parkına inilir.
Çok farklıdır İzmitli çocuklar için orası...
İlkokuldan çıkarsın, yolun elbet o Yenituran'nın aşağısından Halkevi'ne doğru inen bayırdan geçer. Sağ tarafında ACISU PARKI vardır! Woaaaw o da nesi, gençlik ambiansı değişik mekanlarda oturuyor, sohbet ediyor, çay içiyor, oyun salonlarına gidiyor. Acaba bir gün biz de o seviyeye erişecek miydik? Eriştik... Merak etmeyin bir şey yaptığımız yok diyen olmadı ki biz çocukken :)
Eveeeeet işte o marka... Kendine has hamburgeri, goralısı, sosislisi, limonatası ve yengeni yedim puhahaha gibi aramızda yapmış olduğumuz çocukca espirilerimizle İnönü Caddesi'ndeki içerisinde Ronald Mcdonald palyaçosunun olduğu iki katlı McDonald's'a kendimizce kafa tuttuğumuzdan haberimiz olmadan bize subliminal mesaj veren Piknik Hamburger. E bir de Dayıcım vardı diyeceksiniz tabi ama o biraz da franchising'e kaçtı sonrasında.
Hee Mcdonald's'ın üst katında arada doğum günü olmuyor muydu? Oluyordu, orada da sisteme boyun eğiyorduk yahu :)
Matrix'in Trinity vuruşu varsa İzmitli'nin Pakito'su vardır.
En düzgün insanlardan biridir bu şehirdeki.
Her çocuk Halkevi duraklarında onun müthiş etkileyiciliğine şahit olmuştur.
Onu tekrar hatırlayalım... (Arada geçen sarı otobüsün firmasına dikkat...Gittin mi o yıllara? Gittin gittin..)
https://www.youtube.com/watch?v=JVRL589UCDY&list=RDJVRL589UCDY&index=1
Bu durum büyük şehir olarak görülebilecek bir şehir için farklı bir durumdu. Trenler şehrin en göbeğinden geçer, çın çın sesleriyle bariyerler açılır, araçlar usulca rayların üzerinden geçerlerdi.
Çok eski değil 15 yıl öncesinde bu şehirde hayat şimdikinden çok daha az kalabalık, çok daha az keşmekeş ve çok daha az trafik sorunluydu.
Evet yine sanayinin başkentiydi, ancak bu kadar İstanbul'un mahallesi değildi...
Avrupa ve Orta Doğu için Türkiye neyse, Türkiye için de İzmit'in jeopolitik konumu odur. İstanbul'dan yola mı çıktın Ankara'ya, İzmir'e, Bursa'ya mı gideceksin ya da Anadolu'nun bağrından İstanbul'a mı gelmek istiyorsun, işte o zaman o otobüs İzmit Otogarı'nda duracak, o otobüse pişmaniyeci binecek ve o pişmaniye alınacaktır arkadaş!
Neyse gelelim biz ana konumuza. Bizim zamanımızda Okul Aile Birlikleri'nde görevli annelerimiz söz sahibi ve bir şeyler yapmak isteyen insanlardı, o zamanda Facebook olsaydı patlatırlardı her hafta bir etkinlik bildirimini 'katılıyor musunuz' diye.. Ve İzmit'in o jeopolitik konumundan en çok yararlanan insanlar, onlar sayesinde bizlerdik.
Okul müdür yardımcıları ile görüşüp kış dönemine Uludağ gezisi, yaz dönemine caaaağnım Tatilya gezisini bi patlatırlardı, biz de velilerde izin formunu imzalamasını bekler, 'ama anne o gidiyoooo' diyerek izni koparıp sevinirdik.
2012'de Şampiyonlar Ligi'nde Real Madrid ile münasebete girmeyi planlamış olan ateşli bir taraftar grubuna sahip olan, UEFA Finali oynayan Arsenal kadrosuna 2001'de 'Plakayı Hatırlatan', Türkiye kupalarını müzesine götürmeyi başarmış, ligin ilk yarısını lider kapatıp şehirde şampiyonluk planları yaptıran, onlarca futbolcuyu üç büyük klüp kapısı aralayan ve burasının Basra değil İZMİT KÖRFEZİ olduğunu hatırlatan KOCAELİSPOR'u, şu an için ne olacağı konusunda onlarca düşünce kirliliği olan İzmit İsmetpaşa Stadyumu'nda çocukken canlı izleme şerefine erişmek büyük ayrıcalıktır.
Şu anki durumu hakkında çok yorum yapılacak gibi olmasa da eski günlerine döneceğine inandığımız bu şehrin markası, sana inanıyoruz!
Dedelerimizden 'zelzele' diye duyup yalnızca sallantı olarak nitelendirdiğimiz 'deprem' kelimesi ile bizi tanıştıran, Türkiye tarihinin gelmiş geçmiş en büyük felaketinin başkenti de İzmit olmuştur... Yakınlarını, eşini dostunu komşusunu kaybeden 7-8 yaşlarındaki çocuklar için yaz tatili bir kabusa dönüşmüştü. Her 90'larda doğan İzmitli için maalesef en büyük travmalardan biri deprem kelimesiyle yüzleşmek olmuştur.
Çok da bu konuda bir şey yazmak istemiyorum, yaşananlar yeterince yoğundu...
17.08.1999 UNUTMAYACAĞIZ!