Nijerya’nın Boko Haram’ı durdurmak için öncelikle yoksulluk ve yolsuzluğun önüne geçmesi gerektiği düşünülüyor. Zira Nijerya, petrol zenginliğinin karşılığında milletvekillerinin yüksek maaşları ve yolsuzluklarıyla anılan bir ülke.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2013 tarihli yolsuzluk listesinde, 177 ülke arasında 144. sıradaydı. Son skandallardan birinde, 2012-2013 arasında Devlet Petrol Şirketi’nin kazancının 20 milyar dolar’lık bölümünün ‘kaybolduğu’ ortaya çıkmıştı.
Nijerya bir yandan da, 174 milyona yakın nüfusuyla Afrika’nın en kalabalık ülkesi. Ve bu petrol zengini ülkede nüfusun yaklaşık yüzde 70′i, yoksulluk sınırının altında, yani günde 1 dolar 25 cent’ten az bir gelirle yaşıyor. Günde 2 doların altında gelirle yaşayanların oranıysa yüzde 85.
Dünya Bankası Nijerya’yı geçen ay, Hindistan ve Çin’den sonra dünyanın en çok yoksul barındıran üçüncü ülkesi ilan etti. Fakat Devlet Başkanı Goodluck ülkesine haksızlık edildiği kanaatinde.
Goodluck 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda yaptığı konuşmada, kendisini şöyle savundu: “Nijerya yoksul değil. Dünyada en çok seyahat eden halk bizimkisi. Nereye gitseniz Nijeryalıları görürsünüz. Gayrisafi milli hasılamız yarım trilyon doları geçti, ekonomik büyüme yüzde 7′ye yakın… Dünyanın en zengin 25 kişisi arasına girmiş işadamımız var… Özel uçak sahipliğinde dünyada ilk 10′a gireriz… Bize dünyanın en yoksul ilk beş ülkesinden biri olduğumuz söyleniyor. Ama sorunumuz yoksulluk değil, zenginliğin dağılımı.”
Goodluck’ın iyimserliğini Nijeryalıların ne kadarı paylaşıyor bilinmez ama salt askeri yöntemlerin işe yaramayacağına kuşku yok.